Sosyal medyaya bakarsak uzlaşmaz çelişki kadın erkek çelişkisi. İki cepheye çekilip birbirimizi yok edinceye kadar savaşırsak her şey düzelir(!)Korkunç bir çatışma ortamı hakim, ''ama kadınlar da kocalarını tahrik ediyor, ama kadın da ne ahlaksızlık yaptı kim bilir, ama mahkemeler de boşanmalarda hep kadını kayırıyor ama kadın da o adama çocuğunu göstermemiş.
Sosyal medyaya bakarsak uzlaşmaz çelişki kadın erkek çelişkisi. İki cepheye çekilip birbirimizi yok edinceye kadar savaşırsak her şey düzelir(!)
Korkunç bir çatışma ortamı hakim, ''ama kadınlar da kocalarını tahrik ediyor, ama kadın da ne ahlaksızlık yaptı kim bilir, ama mahkemeler de boşanmalarda hep kadını kayırıyor ama kadın da o adama çocuğunu göstermemiş...'' gibi aptalca yorumlar. Ve bu bahaneleri sıralarken kadın cinayetlerini tüm ama'ların ardına gizlenerek onaylamalar...
Diğer taraftan da, tüm erkeklerin ölmesini isteyen, tüm erkeklerin sapıklığını ilan eden radikaller...
Tolum zaten hastalıklıydı ve kendi gibi bir hastalıklı diktatörü başa getirdi ve uzunca süre de onu besleyip büyüttü. O diktatör de biliyor ki, bu hastalıklı toplumun iki kanatılacak yarası var. cinsiyetçilik ve ırkçılık. Her ikisini de aynı anda kaşıyor bazen de ayrı ayrı zamanlarda...
Her gün sistematik kadın cinayetleri oluyor ama Emine Bulut cinayeti çok dramatik bir cinayet. Bu dram sosyal medyada katmerli tepki çekti. Keşke kadın cinayetlerine tepki, hiç susmayan bir tepki olsa ama sağlıklı bir tepki olsa. Cinsiyet çatışmasına çevrilmeyen, arka plandaki sömürüyü, kötü niyeti gözleyebilen bir tepki...
Kadın cinayetleri de tıpkı diğerleri gibi politiktir. İktidarın karanlık hastalığının semptomlarının nüksetmesinden başka bir şey değil.