BURUK BİR DOĞUM GÜNÜ Doğmak, büyümek hep büyümeye çabalamak gibi bir misyonumuz var. Hayatta belli bir yaşa geldik yaşam kendi tekrarına başladı diyemiyoruz.
BURUK BİR DOĞUM GÜNÜ
Doğmak, büyümek hep büyümeye çabalamak gibi bir misyonumuz var. Hayatta belli bir yaşa geldik yaşam kendi tekrarına başladı diyemiyoruz. Kaç yaşımıza gelelim hep ilkler oluyor yaşamımız da… İlk nefes almakla başlar her şey..ilk ağlama ile devam ediyor, ilk sözcükler, ilk adımlar..döngünün sonu yok..
Yüz yaşına gelsek de hayatımızda hep ilkler var olacaktır.
Dünyada var olduğumuz ilk günü kutsuyoruz Doğum Günlerinde..geçmişte bıraktığım kocaman kocaman yıllarım var..mutlu, umutlu, coşkulu ışıklı yıllar..
Kendimi ararken kaybolduğum her seferinde yeniden yeniden bulduğum buldukça büyüdüğüm arındığım yıllar.
Zaman, hayat, koşullar direndiğim baş kaldırdığım mücadele ettiğim yıllar, insanları anlamak için durup defalarca düşündüğüm anlamayınca onları yine kendi kendime ortadan kaldırdığım yıllar.. Ölüm acısı ve doğum mucizesine tanık olduğum yıllar.. Dersim’de aradığımız Engin’in cansız Munzur da bulundu bundandır ki; Bugün bir yanım sevinç bir kereye de olsa sevinmeyelim, doğum gününü kutlamayalım… devrilen koca yıllarıma böyle bir değerimizin kaybı bütün Dersimi ve bizleri derinden üzmüştür. Sol yanım hüzün ve darbeli… acıları hissetmek, paylaşmak; İnsan olmak belki de bu yüzden güzel… Yaşam ve Ölüm; ikisi de dünyamızın gerçekliğidir, ancak sadece ve sadece erken ölümler bizleri devriliyor.
Tıpkı Engin’in kaybında toplum olarak hayıflanmamız, aramızdan ayrılmasındaki büyük acısında olduğu gibi.
Bütün bu acılı günlerimize rağmen, Siz değerli dostlar Sayfamı güzle mesajlarınızla renklendirerek, mesaj kutuma güzel dilekler bırakarak, özelden arayan siz kıymetli arkadaşlarıma teşekkürü borç bilirim, mutlu his ettirdiniz..
Varlığınız hayattır…