Gazeteci ve Yazar Özlem Armen, bugünkü köşe yazısında, " Yaşamakta Israr Edeceğiz! " başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yaşamakta Israr Edeceğiz! 

İstanbul Fatih’te Semih Çelik, 19 yaşında olan iki kadını katletti. Vahşice ve de acımasızca Ayşenur Hilalin boğazını kesti. İkbal Uzuner’in bedenini parçalara ayırıp Edirne Kapı surlarından aşağı attı. Bunları bu hale kim getirdi? Gerçekten de merak ediyorum!

Yine İstanbul Beyoğlu’nda, sokak ortasında iki erkek tarafından bir kadın cinsel istismar da bulunuldu. Tek tek değil. Gruplar halinde kadınlara saldırılar başlamış. 
Edinilen bilgilere göre daha önceleri de oldukça kabarık suç dosyası bulunan bu iki insanlık düşmanı tutuklanmadılar bile..


Yıllardan bu yana az ceza ya da ağırlaştırılmış cezalarla bu şiddetin önüne geçilmediğini gördük. 

Peki ya görmediklerimiz, haberlere düşmeyen, kadınların taciz ve tecavüze uğrayıpta sessiz kalanların durumu Nereye kadar? Daha ne kadar kadınların ölmesini seyredeceksiniz?

Diyarbakır’da öldürülen 8 yaşında ki Narih Güran cinayetiyle ilgili kamuoyunda oluşan gerçeğe ulaşılamayacağı kuşkuyu ne yapacağız? 

Mecliste verilen cinayetle ilgili soru önergesi AKP ve MHP oylarıyla ret edildi. Peki kim bu cinayet şebekesinden hesap soracak. Yasama, yürütme, yargı…Bu katil şebekelerler başa çıkamayacaksa biz Kadınları artık yönetemezler.

Katledilen iki genç kadının ardından açıklama yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Bakanlık olarak kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini bu coğrafyadan kazımak için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi. Her katledilenin ardında söylenen sözlerden ibaret.

Bu Bakanlık kadına yönelik işlenen suçların ve şiddetin kadın ve erkek arasında ki eşitsiz güç yarattığı gerçeğini vurgulayan İstanbul Sözleşmesinden Türkiye’yi tek imzayla çıkaran Cumhurbaşkanı Erdoğan değil mi? 

Demokrasiden uzaklaştığı ve toplumun ataerkil ve muhafazakâr değerlere sarmalandığı ölçüde kadın için hayatın her alanında sorunlar giderek derinleşiyor ve kadın cinayetleri her geçen gün artıyor. Kadınların giyim ve kuşamından nasıl oturup kalkacağından hangi saatte nerede olacağından, kaç çocuk doğuracağından erk zihniyet ve eril dil olduğu sürece bu yönetim anlayışı, cins kırımına düşen kadın cinayetleri Bakanlarının dediği gibi şiddet ve kadın cinayetleri ne kazar nede söküp atar. Kadın cinayetlerine yönelik başta Dersim’de ve bir çok şehirde kadınlar sokaklarda, alanlarda üniversitelerde tek ses tek yürek olarak yine haykırdılar. Tarih boyu devam eden kadın mücadelesi hiç bitmeyecek hayatlarımız yaşamlarımız ve haklarımız bizimdir. 

Biz Kadınlar, yaşamakta ısrar edeceğiz. 
Çünkü dünyayı ancak biz Kadınlar güzelleştireceğiz.