Yazar İrfan Babaoğlu'nun bugünkü köşe yazısında "Tarık Ziya Ekinci: Kürt Halkının Asırlık Çınarı" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Tarık Ziya Ekinci: Kürt Halkının Asırlık Çınarı
Tarık Ziya Ekinci’nin 99 yıllık yaşamı sona erdi. Asırlık Çınar deyimi, Tarık Ziya Ekinci için geçerlidir. Lice’de 1925 yılında, tam da Kürt halkının kaderinin çizildiği, isyan ve bastırma hareketlerinin geliştirildiği yılda, doğdu.
Kürt halkının bütün isyan ve hak arayışları kanla batırılır. Ve 1960’lı yıllara kadar Kürt ülkesi derin bir sessizlik içindedir. Bu sessizliği bozmak isteyen Üniversite de okuyan Kürt gençleri 49’lar hareketi diye tarihe mal olan yurtsever öğrenci-aydın hareketi gelişir. Devletin bu masum harekete tepkisi sert olur. Kürt halkından ve haklarından bahsede 49 kişi idamla yargılanmak üzere zindana, tabutluklara atılırlar.
1960 darbesi ardında hazırlanan yeni Anayasa birçok siyasi ve sendikal özgürlükler getir.
Ama bu özgürlükler Kürtlere yansımaz. Tabutluklara kapatılan 49 kişi darbe sonrası da tutulmaya devam edilir.
1960 Anayasasının getirdiği haklarla 15 sendikacı Türkiye İşçi Partisini kurar. Emekten yana düzen partilerine alternatif bir partidir. Bir süre sonra sadece sendikacılar değil tüm toplumu kucaklamak için, aydın ve akademisyenlerin de partiye katılımı için çağrı yaparlar. Çok geçmeden aralarında M. Ali Aybar, Behice Boran, Niyazi Ağırnaslı, Adnan Cemgil, Fethi Naci, Çetin Altan gibi aydın ve akademisyenler bu partide yer aldı. Ancak Kürtler olmaksızın bu tablo tamamlanamazdı.
Tarık Ziya Ekinci adı böyle bir zamanda öne çıktı.
Kürdistan halkı acı içindeydi. Haykırmak istiyordu. Onu yok sayan politikalara karşı “Ben buradayım, kimlik ve kültür sahibi bir halkım” diyen sesini Tüm Türkiye’ye ve dünyaya duyurmak istiyordu. Böyle bir dönemde Kürt halkını düşünen fikir sahibi öncüler durumundaki Tarık Ziya Ekinci, Canip Yıldırım, Naci Kutlay, Av. Kemal Burkay, Av. Mehmet Ali Aslan, Av. Tahsin Ekinci, Av. Ruşen Aslan, Av. Medet Serhat, Gazeteci Enver Aytekin, Gazeteci Abbas İzol, Felsefeci Selahattin Hilav, Yaşar Kaya ve Mehdi Zana gibi Kürt serbest meslek sahipleri, aydın ve entelektüeli TİP’e katılarak Kürt halkının sesini TİP çalışmaları içinde duyurmaya çalıştılar. Bu o dönem koşulları içinde önemli idi. Bu Şahsiyetler TİP içinde Doğu Grubu diye bilinen bir harekettiler. 1967 ve 1969’daki Doğu Mitinglerini organize edip Kürt toplumunun insani, siyasi ve ulusal taleplerini dillendirirler.
Tarık Ziya Ekinci’yi bu çalışmalar içinde ve her aşamasında bulmak mümkündür. Kürt illerindeki, Doğu Mitinglerinde en önde yer almıştır. TİP’ten yayılan özgürlük ve demokrasi fikirleri seçim dönemlerinde yaygın bir şekilde toplum içinde, miting, toplantı ve radyo konuşmaları ile her tarafa yayıyorlardı. Kürt halkının hak ve özgülüğünden yana TİP içinde Anayasal olanakları günlük hayatın içinde kullanabilmişti. Sadece kendisi değil başta kardeşi Av. Tahsin Ekinci olmak üzere olmak üzere bütün ailesini, ailenin gençlerini parti çalışmaları için seferber etmiştir.
Bu çalışmalarında dolayı Türkiye İşçi Partisi çok geçmeden devletin ve Demirel hükûmetinin saldırılarına maruz kalmıştır. TİP’i komünist ilan ederek şeytanlaştırmaya başlamışlardı. Milletvekilleri parlamentoda linç edilmiş, tutuklanmış ve çalışmaları yasa ve anayasal haklara aykırı olarak kısıtlanmıştı. 90’lı yıllarda HEP, DEP ve sonraki muhalif parti nasıl devletin hedefi olmuşsa, 60’lı yıllarda da TİP böyle bir hedef durumundaydı. 1969 seçimlerinde de TİP’in çok milletvekili çıkarmaması için seçim sistemini, düzen partileri yararına değiştirdiler. En son 1971 askeri Muhtırasında TİP’in tüm yönetici ve çalışanları Hapislere atılmış ve Sıkıyönetim Mahkemelerinde yargılamışlardı.
Bu çalışmalar 60’lı yılların sonlarına doğru kendi içinde DDKO’yu doğurmuştur.
60’lı yıllardaki bu çalışmalar, daha ileriki yıllarda, Kürt halkının siyaset sahnesine daha örgütlü ve daha bilinci çıkması için önemli bir tecrübe yaratmıştı.
Tarık Ziya Ekinci’nin Avukat kardeşi Yusuf Ziya Ekinci’nin 90’lı yıllarda faili Meçhul adı altında katledilmesi bu dönemdeki çalışmaların bir intikamı olduğu kuşku götürmezdir.
60’lı yıllardaki TİP bölgemizde bir toplumsal parti gibi işlevi de vardı. Onun bileşenleri içinde ulusal duygularla harekete eden Kürt gençleri önemli bir yer tutuyordu. Tarık Ziya Ekinci’nin deyimi ile “Milliyetçi Kürt gençleri partiye güç ve coşku katıyorlardı” Sadece gençler değil, Kürt mele ve mollaları da vardı. İllegal örgütlü olan TKDP’li gençler, İKDP sempatizanları, DDKO’lu gençler de TİPîn tüm etkinlik ve faaliyetlerinde yer alıyorlardı.
Bugün Diyarbakır’da, kendi toprağında sonsuluğa uğurlanan Tarık Ziya Ekinci, tüm bu tarihi tecrübelerini bizlere, yeni nesillere onlarca kitaplarla bırakarak, modern ve anlamlı bir tavır göstermiştir. Onun sayesinde biz 60’lı yıllardaki Kürt halkının soyal ve siyasal hareketliliğini daha net bir şekilde görüyor ve nereden geldiğimizi, nereye gitmemiz gerektiğinin resmini daha net bize gösteriyor.
99 yıllık yaşamı dolu dolu geçti Tarık abinin. Bu sebeple inanıyorum ki gözü açık gitmemiştir. Hayatının son yıllarında Kürt halkının tarih, dil ve kültür kurumlarına katkı yapmaktan da geri durmayan Tarık Ziya Ekinci’yi Kürt halkı ve kurumları hep minnetle anacaktır.
TİP’in Siverek yöneticilerinden İbrahim Babaoğlu’nun 2014 yılında vefatından dolayı, çocuklarını aramış ve başsağlığı dilerken, İbrahim Babaoğlu adının Siverek TİP çalışmalarındaki mütevazi ve kararlı duruşundan gururla bahsetmişti. Ben de iki ay önce ona telefonla ulaşmak istedim. Telefona eşi Perîxan hanım çıktı. Tarık abi konuşamaz durumda idi. Sadece selam ve sağlık dileklerimi iletmesini söyledim eşine.
Umuyorum, Tarık Ziya Ekinci’nin tanığı olduğu, acısını duyduğu, bir doktor duyarlılığı ile siyasette çare ve çözüm aradığı Kürt halkı, yüz yıldır ödediği bedellerin karşılığı olarak kendi içinde, parti ve örgütleri ile, aydın ve entellektüelleri ile birlikte o büyük birleşmeyi sağlar ve o büyük özgürlüğü yelde ederiz.
Ülkende, memkleketinde yattığın yer seni incitmeyecektir. Rahat uyu…
İrfan Babaoğlu 18.08.2024