Geçen hafta bir gece yarısı Yalova’da Alevilere ait beş eve çarpı işaretleri çekildi. Bu işaretlerin ne anlama geldiğini bilmeyen yoktur! Alevilerin hafızasındaki o işaretlerin derin izleri, acı bir tarihi var. Maraş’ta 1978’de çarpı konulmuş o evler kana boğuldu; çocuk, yaşlı, kadın erkek yüzlerce Alevi yurttaş hunharca katledildi.
Yalova’daki beş evin duvarına çarpı işareti konulunca ilk akla gelen Maraş, Malatya, Çorum, Sivas gibi illerde yaşanan vahşet oldu.
Selçuklu, Osmanlı tarihi boyunca süren katliamların hedefi olan Alevilerin, bu gelişmeler karşısında tedirgin olmasının acı bir tarihsel hafızası var. Zira o zihniyet hâlâ dipdiri. Alevilerin devlet eliyle uğradığı ayrımcılığın hâlâ sürdüğünün somut bir başka kanıtı da geçtiğimiz hafta Tokat Almus’ta ortaya çıktı. Almus Devlet Hastanesi Halk Sağlığı bölümünde filyasyon ekibinde çalışan bir doktor, köyden gelen hasta yakınına köyünün nerede olduğunu işaretlemesini isteyince o harita, ırkçılığın, ayrımcılığın belgesi olarak gözler önüne serildi. Haritada, bazı köylerin isimlerinin altında kırmızı yazı ile ‘Alevi’ yazıyordu. Hasta yakınının ‘Bu ayrımcılık, kabul edilemez’ dediği basında yer aldı.
Covid 19 filyasyon çalışmasında, Alevi köylerinin işaretlenmesinin amacı nedir? Bu işaretin tıbbi bir açıklaması olmadığı her yurttaşın anlayabileceği bir bilgidir. Sağlık Bakanlığı bu konuda sessiz kalamaz. Konuya ilişkin açıklama yapmak ve bu ayrımcılığın sorumlusu il-ilçedeki yetkililer hakkında soruşturma açmak zorundadır.
Tüm itirazlara rağmen, Yavuz Sultan Selim ismini bir köprüye vererek, Alevilerin tarihsel acılarını umursamayan bir zihniyet iş başında olunca bu gelişmeler şaşırtıcı olmuyor tabii. Yalova’daki evlerin işaretlenmesi ve Tokat’taki bir hastanede Alevi köyleri işaretli harita olayı ne yazık ki bir kez daha geçmişin acı tarihini hatırlatmakta, o zihniyetin mirasçılarının varlığına işaret etmektedir..
Daha önce de birçok şehirde, birçok mahallede Alevilerin evlerine çarpı işaretleri konuldu. Malatya, Adıyaman, Sivas, İzmir, İstanbul… Ancak hiçbir yerde fail ya da failler yakalanmadı. Yapanların arkasındaki güçler açığa çıkarılmadı. Bugüne kadar Alevileri hedef gösteren, duvarlarına, kapılarına çarpı işareti koyan tek bir kişi bile yoktur ki yakalanmış veya cezalandırılmış olsun.
Bundan dolayıdır ki Yalova’da beş Alevi ailesinin haklı endişesinin gereği yapılmalıdır. Üstelik bu defa daha önce yapılan tüm işaret koyma hedef gösterme olaylarından farklı bazı emareler de görülmektedir. Beş Alevi evine kırmızı sprey boyayla çarpı işareti konulmuş, yanına ‘Alevi’ yazılmış, bir de “K” harfi eklenmiştir. Çarpı işareti, “Alevi” yazısı ve “K” harfi…
Basında yer aldığına göre Cumhuriyet Başsavcılığınca “Halkı kin veya düşmanlığa tahrik etme veya aşağılama” suçundan ivedi soruşturma başlatıldığı belirtilmiş. “Şüpheli veya şüphelilerin yakalanması ve yakalanmaları halinde mevcutlu olarak başsavcılığımızda hazır edilmeleri için kolluk güçlerine talimat verilmiş olup soruşturma titizlikle sürdürülmektedir” diye eklenmiş.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında sosyal medyada tek bir satır yazan için “hakaret” diyerek ayağa kalkan polis teşkilatı, alarma geçen jandarma birimleri, Alevilerin evleri işaretlendiğinde kaplumbağa hızıyla bile harekete geçmiyor. Gazeteciler, yazarlar, muhalifler, öğrenciler, avukatlar eleştirel sözleri için baskı görürken, evleri basılırken, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri kapıları koçbaşlarıyla kırılarak gözaltına alınırken, Alevilere karşı açık tehdit içeren bu ırkçı eylemlerle ilgili sessizlik, karanlık güçleri cesaretlendirmeye devam etmektedir.
Konu Alevilere hakaret ve hedef gösterme olunca, istihbarat birimleri, MOBESE kameraları nedense işlevsiz kalmakta, hiçbir delile ulaşılamamaktadır. Her defasında, Alevileri hedef gösteren, “Halkı kin veya düşmanlığa tahrik etme veya aşağılama” suçu işlediği açıklananlar sırra kadem basmaktadır.
Ya İçişleri Bakanı Soylu, Adalet Bakanı Gül nerededir?
Ortada tartışma götürmeyecek biçimde işlenmiş bir suç bulunmaktadır. Her dönemin hedefi olan Alevi yurttaşların evleri işaretlenmekte…
Ancak aradan kaç gün geçmiş olmasına rağmen ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ne sosyal medya üzerinden atışan, böylesi bir soruşturmanın açılmasında sorumlu olan İçişleri ve Adalet bakanlarından ses çıktı. Henüz geçmişte yaşanan Alevi katliamlarının ön habercisi olarak rol oynamış bu işaretlerle ilgili yetkililerin sessiz kalması kabul edilemez. TBMM’nin de bu gelişmelerle ilgili soruşturma ve açıklama yapması gerekir.