Yılların pazar ve hegemonya gerilimi Ukrayna halklarının başına bomba olarak patladı. NATO’nun yayılmacı emelleri Rusya’nın eline büyük bir koz verdi ve Ukrayna yanıyor. ABD, AB ve Rusya ve diğer birçok ülke tarafından çekiştirilen Ukrayna kan ve yangın yeri oldu. Çığlıklar yükseliyor. Düşen uçaklar, çakılan helikopterler, imha edilen tanklar, yanı başındaki asker cesetleri, ölüler, yaralılar, yollara dizilmiş askeri konvoylar, siren sesleri, ölümden kaçış, sığınak arayan insanlar…

Üzerinde büyük hesapların döndüğü Ukrayna şimdi yalnız ve yanıyor. ABD’nin “Arkanızdayız” diyerek pohpohladığı Zelenski zor durumda. NATO’nun bünyesine almaktan söz ettiği, ateşe sürdüğü, AB ülkelerinin kendinden saydığı, Türkiye’nin İHA ve SİHA pazarı olarak gördüğü, tüm emperyalist ve iş birlikçilerinin üzerinden hesap yaptığı ülke şimdi kan gölüne döndü. Ve tüm taraflar yeni hesaplar yeni stratejiler peşinde. Ortaya çıkacak tablodan pay kapmaya, pozisyon edinmeye çabalıyorlar. Önümüzdeki günler bu uğurda kurulan masalara tanıklık edecektir. Halkın kanı üzerinden bir kez daha pazarlıklar yapılacaktır.

Yeniden somut gelişmeye dönecek olursak; bağımsızlıklarını ilan etmiş olan Donetsk ve Lugansk bölgelerinin Rusya tarafından tanınması yeni bir durum yarattı. Her iki bölge yöneticilerinin Rus askerlerini çağırmasıyla birlikte “barış gücü” denilen Rus birliklerince bölge işgal edildi ve ardından saldırı başlatıldı. Kırım’dan Belarus’tan ve diğer bölgelerden başlatılan Rus saldırısı sürüyor. Karadan ve havadan süren bir ateş var. İmha edilen yer görüntüleri düşüyor ekranlara. Kiev kuşatma altında. Şehirler yanıyor. İnsanlar çırpınıyor. Ölüm korkusuyla koşturuyor. Yaşlı, genç, çocuk, insanlar bombalardan, savaş uçaklarından, asker mermilerinden sığınacak bir yer bulma telaşında.

Bir kez daha görüldü ki emperyalist ülkelerin kavgası halkların başına patlıyor. Dünya, üç gündür Rusya’nın başlattığı bir savaşı seyrediyor. Savaşın acı tablosu yüzlerce binlerce kareyle beyinlerimizde yer etti. Savaş uçakları sesleri kulakları sağır ediyor, siren sesleri her tarafı sardı. Yürek sızlatan görüntüler var. En çok çocuklar… Çocuklar ve kadınlar, yaşlı genç insanlar göç yollarında. Doğu Avrupa’nın ortasında kan akıyor, yangın büyüyor. Savaşın nedeni olan emperyalist güçler akan kan yanan alan üzerinden yeni pazarlık hesapları içinde laf üretiyor, izliyorlar. Zelenski hayıflanıyor, verilen sözlerin tutulmadığından söz ediyor. “Yalnız bırakıldık” diyor.

Daha birkaç gün önceye kadar Ukrayna’yı Rusya’ya karşı kışkırtanlar, orada kurdukları yönetim üzerinden meydan okuyanlar şimdi meydanda yoklar. “Dayanın” diyorlar. Kınıyorlar! ABD yaptırımlar açıkladı. Almanya tamamlanmamış gaz akım projesini askıya aldığını açıkladı. Rusya ise bildiğini yapmaktan geri durmuyor, kan akmaya Rusya birlikleri ilerlemeye devam ediyor. Erdoğan yeni bir pozisyon peşinde. Ukrayna ateş altında. Donbass işgal edildi.

Hep olageldiği üzere savaşın acısını halklar çekiyor. Bu bir kez daha çarpıcı olarak göründü. Bundandır ki dünyanın dört bir yanından “Savaşa hayır!” sesleri yükseliyor. Dün, bugün ve yarın bu sesler daha da büyüyecek. Türkiye halkları, sosyalist güçler, demokratik hareket savaşa derhal son verilmesini istiyor. Halklar, iktidarların kavgalarından kaynaklı, pazar ve paylaşım hesaplı savaşlarına meze olmak istemediğini gösteriyor. Rusya yönetiminin, Ukrayna’ya yönelik savaşı ve işgali en çok Rusya halklarından tepki gördü. Bu çok anlamlı. Rusya halklarının protesto sesleri her taraftan duyuldu. Büyük meydanlar kadın ve erkek, yaşlı genç savaş karşıtlarıyla dolup taştı. Rusya’da tek adam yönetimine karşı büyük bir öfke var. Biriken öfke sokağa taşıyor. Rus polisinin şiddetine, coplanmaya, yerlerden sürüklenmeye aldırmadan elindeki dövizi, pankartı, “Savaşa hayır” yazısını yukarıda tutan insan görüntüleri yayılıyor.

Savaş aynı zamanda kimin gerçekten sosyalist, kimin iflah olmaz milliyetçi olduğunu da açığa çıkarıyor. Rusya’da adında “komünist” etiketi bulunan bazı partiler RFKP ve UKP de Putin’in yanında yer aldı. Savaş böyledir. Rengini belli edersin hemen. Tıpkı 1. Emperyalist savaşta Almanya’daki Karl Kautsky gibi davrandılar. O da Alman burjuvazisinin savaş bütçesine “evet” demişti. Lenin bu tavrı, “büyük ihanet” olarak tanımlamıştı.

Ancak Rusya halkları tüm dünyaya bir ders veriyor. Kendi ülkelerinin dikta yönetimine, despotizmine baş kaldırıyor. En zor olanı budur. Yoksa dışarıdan savaşa karşı durmak daha kolaydır. Önemli olan kendi ülke yönetiminin savaş politikalarına karşı tavır almaktır. Erdoğan yönetiminin Kürtlere karşı süren politikalarına karşı durmak da bir tavırdır. Değilse CHP’li Özlem Çerçioğlu’nun durumuna düşersiniz. “Yurtta sulh cihanda sulh” dersiniz ama, yurtta hiç dinmeyen savaş haline alkış tutarsınız. Dışarıda da hedef Kürtler olunca “barış”ı unutur bir cengaver olursunuz, roketlerin üzerine adınızı yazdırırsınız!

Reklam

Erdoğan yönetiminin İdlib, Efrîn ve Suriye’nin diğer Kürt bölgelerine savaş açtığında alkış tutanların durumuna düşersiniz.

Ne yazık ki savaş acıyla öğretir. Ancak öğrenmek gerek. Bugün Ukrayna’daki savaşa karşı olmak ABD’ye, AB’ye, Rusya, Çin… Ve onların yörüngesindeki tüm hegemonya peşindeki devlet politikalarına karşı duruş göstermekle ve savaşa karşı durmakla gösterilir.