Hukuksuzluk yaşamın bir parçası haline getirildi. Gazeteciler hapse atılıyor. Kürtlere gelince ise hukuksuzluk katlanarak uygulanıyor. DGM’lerdeki hukuksuzluğun sürdürücüsü AKP hukuku oldu…
Doksanlı yıllarda DGM’nin verdiği kararlarla hapiste 30 yılını tüketmiş siyasi salıverilmiyor. Kürt tutsaklar yeniden sorguya çekiliyor, nedamet getirmeleri isteniyor. Adeta düşman hukuku uygulanarak “disiplin cezaları” türetilip hapiste tutuluyorlar. Son olarak Soydan Akay bu keyfi gerekçelerle bırakılmadı. 30 yılı son birkaç yılını tek kişilik hücrede geçiren Akay hâlâ hapis…
Çarpıcı bir hukuksuzluk ise Mazlum İçli davasında yaşanıyor. “Kobanê kumpas davası” için başından beri bir “kumpas dava” diye boşuna söylenmiyor. HDP’yi kapatma hesabı hâlâ işliyor. Demirtaş, Yüksekdağ, Kışanak, Tuncel’in de içinde olduğu 18 kişi hâlâ tutsak.
Yasin Börü ve üç arkadaşını öldürdüğü iddiasıyla mahkum edilen ve olay tarihinde 14 yaşında olan Mazlum İçli’nin o gün 140 kilometre uzaklıkta bir düğünde olduğu ortaya çıkmış olmasına rağmen 124 yıl 8 ay cezaya çarptırılması kumpas davasının başından beri verilen kararına ilişkin…
14 yaşında lise 1. sınıftayken hapse atılan Mazlum İçli için kanıtlar sunuldu, tanıklar gösterildi, avukatlar savunmalarında olayı açık ve net olarak tüm kanıtlarıyla ortaya koydular.
Ancak nafile…
Kobanê eylemlerinde hayatını kaybeden 4 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Mazlum İçli lehine HTS kayıtları, olay yerinde olmadığına dair görüntü ve şahitlikler vardı. Mazlum’un ailesi, avukatları ve kamuoyu bu hukuksuz kararın Yargıtaydan döneceği umudu taşıyordu.
Olmadı…
Oğullarını kendi elleriyle götürüp Emniyet Müdürlüğüne teslim eden aile başta olmak üzere herkesi şaşkına çeviren karar Yargıtay tarafından onandı. Oysa o gün Diyarbakır merkezde protestolar yaşanırken, Mazlum olay yerinden 140 kilometre uzaklıkta, Kulp’ta, Demirli köyüne bağlı Keçiveren mezrasında bir düğünde kardeşleriyle sahne almışlardı.
Mezopotamya Haber Ajansından Ömer Çelik’in kapsamlı haberinde okuduğumuza göre Diyarbakır’ın Ergani ilçesinden olan aile, geçimlerini yazın müzikle, kışın ise halı yıkayarak sağlıyordu. Baba Nusret İçli’nin 5 çocuğundan 4’ü düğünlerde müzik yapıyordu.
Yaşamlarını düğünlerde müzik yaparak sağlayan aile fertlerinin daha önce kaldıkları bir yakınlarına ait adrese polisin baskın yaptığı 14 yaşındaki Mazlum’un sorulduğu öğrenilince baba Nusret İçli Emniyeti Müdürlüğünü aradı. Oğlunu getirmesini istediler. İfadesi alınacaktı... O an bir kumpasla karşı karşıya olduklarının farkında değillerdi.
Mazlum, S.Ç. isimli kişinin teşhisiyle hedef seçilmişti bile. 7 Ekim 2014 günü Bağlar ilçesinde yaşanan olaylarda Yasin Börü, Ahmet Dakak, Hasan Gökguz ve Riyat Güneş’ın hayatını kaybetmesi ilgili gözaltına alınan Mazlum İçli ardından tutuklandı.
Ancak S.Ç. ifadesini polis baskısıyla verdiğini açıklayınca 11 ay tutuklu kalan Mazlum Diyarbakır D Tipi Cezaevinden tahliye edildi. Aile buna sevindi. Hiç değilse gerçek anlaşılmıştı, hukuksuzluğa son verilmişti. Oğulları suçsuzdu…
Öyle olmadı… Ailenin yaşadığı sevinç kursaklarında bırakıldı. Kobanê davasının bir kumpas davası olarak değerlendirilmesi hesaplanmıştı ve kapsamlı cezalandırma için “dayanaklar” yaratılmalıydı.
Bir yıl sonra Mazlum yeniden tutuklandı, ardından akıl almaz hukuksuzluk işletildi. Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 24 Nisan 2017’de kararını açıklayarak Mazlum’a 124 yıl 8 ay hapis cezası verdi.
Oysa ortada çok bariz bir hukuk sorunu vardı. Savcı da bunu görmüş ve cezaya itiraz etmişti. Avukatlar itiraz etti. İstinaf Mahkemesi, itirazları reddetse de Yargıtay 16’ıncı Ceza Dairesi, 3 Şubat 2020’de aldığı kararla “Yasin Börü’ye yönelik öldürme suçu” yönünden bozma kararı verdi.
Mazlum’un Avukatı Mahsuni Karaman, müvekkilinin olay günü Kulp’taki düğünde olduğuna ilişkin delilleri sunmuş, tanıklarla yargılamanın yenilenmesi talep edilmişti. Bilirkişi incelemesi sonucunda düğün görüntü kayıtlarındaki kişinin Mazlum olduğuna dair “kuvvetle tanımlama” şeklinde rapor da düzenlenmişti. Deliller açıktı ve aile yeni karar için umutluydu.
Mahkeme, Mazlum’a ait ya da ilgisi olabilecek tüm GSM hatları araştırılmasına, sunulan düğün kaydının o tarihe ait olup olmadığı, düğünün söz konusu yerde yapılıp yapılmadığının da araştırılmasını istemişti. Yapılan araştırmalar neticesinde böyle bir düğünün yapıldığı tespit edildi. Damat ve gelin şahitlik yaptı. Mazlum ve kardeşlerini düğüne götürüp getiren taksi sürücüsü de Mazlum’un düğünde olduğuna şahitlik etti, daha birçok kanıt ve tanık vardı.
Ancak nasıl olduysa daha önce karara itiraz eden savcı kararını değiştirir. Suçsuzluğu kesin olan, onca delile, tanığa rağmen Mazlum’un cezalandırılmasını istedi ve o hukuksuz ceza Yargıtay tarafından onandı…