Ahh Bıray mı,
Süngü ucuna takılan Karsni dağın zirvesindeyim.
Seni, düşünüyorum Seydere mı!
Neredesin şimdi?
Oluk oluk Kan akan derelerimizin akışın seyrindeyim
Dağlar öyle bir hüzünlü…
Öyle narin ki; seni arıyorlar…
Dağın en sivri ucuna tırmanıyorum,
Sahipsiz kentin suskun dağların sessiz ağlayışı içindeyim.
Tarih bize, ne kadar da acımasız davrandı.
Sebebini bilmiyorum ama mazlum oluşumuzdur sanırsam
Saydere mı, ardında bıraktığını, üç nazlı serçe, şimdi seni arıyorlar, Koye Karsni de…
Ansızın gidişin; üç Nazlı Kızın, dağların patikalarımızda izini sürüyorlar…
Çeşmemizin suyundan taşıyorlar, diktiğin Çınar ağacına…
Ah bıraye mı; Munzur dindirmiyor içimdeki alevi…
Nasıl anlatayım bilemiyorum, zordur gidişlerin ardında bir şeyler yazmak.
Zordur bıraye mıı, kalem öyle öfke ve hüzünlü ki, ölümün ağırlığı altında donmuş.
Kahpe ölümlerin, ansızın gelişine alışkındır bu topraklar.
Ama
Düzgün baba ile Jel dağları arasında kurduğun o düş dünyası,
Sürüyor ve sürecek.
Dağlarımız yaşadığı müddetçe niyaz eden annemizin duaları da yaşıyor olacak.
Şimdi, annemiz Elifin, kanatları altındasın, Karsni dağın eteklerindesin..
Özlem ARMEN