OHAL İŞLEMLERİ İNCELEME KOMİSYONU ADİL VE ADALETLİ DAVRANMIYOR OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, Başbakanlığa bağlı olarak 23 Ocak 2017 tarihinde yayımlanan 685 sayılı KHK ile kuruldu. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu; sonrasında Başbakanlık kaldırıldığı için, 9 Temmuz 2018 tarihinde yayımlanan 703 sayılı KHK ile Cumhurbaşkanlığına bağlanmış olup, aynı tarihten itibaren Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.

 

 

 

 

OHAL İŞLEMLERİ İNCELEME KOMİSYONU ADİL VE ADALETLİ DAVRANMIYOR

OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, Başbakanlığa bağlı olarak 23 Ocak 2017 tarihinde yayımlanan 685 sayılı KHK ile kuruldu. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu; sonrasında Başbakanlık kaldırıldığı için, 9 Temmuz 2018 tarihinde yayımlanan 703 sayılı KHK ile Cumhurbaşkanlığına bağlanmış olup, aynı tarihten itibaren Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, internet sayfasında yaklaşık iki ayda bir karara bağlanan dosya sayısı ile ilgili istatistiki bilgileri kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Paylaşılan bilgilerden hareketle ihraç olan kamu çalışanlarının bir bölümünün kaygılarını gündeme taşımak istiyorum.

22 Aralık 2017 tarihinden itibaren karar verme sürecine başlamış olan Komisyon tarafından, 29.08.2019 tarihine kadar karar verilen dosya sayısı (6.700 kabul, 77.600 ret olmak üzere) toplam 84.300’dür. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvuran toplam 126 bin 200 kişidir. 84 bin 300 kişinin dosyası karara bağlandığına göre toplam dosyaların %66,78’i karara bağlanmış demektir.

15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası, ilan edilen OHAL ile birlikte çıkarılan KHK’lerle KESK’e bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikasının toplam 1569 üyesi ihraç edilmiştir. İhraç edilen 20 Eğitim Sen üyesi farklı KHK’lerle görevlerine iade edilmişlerdir. Geriye kalan 1549 Eğitim Sen üyesi içerisinde 29.08.2019 tarihi itibariyle toplam 37 üyenin dosyası ret, 41 üyenin dosyası ise kabul edilmiştir. Yani OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu toplam Eğitim Sen üyesi olan 78 kişinin (41 kabul + 37 ret) dosyasını karara bağlamıştır.
OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, dosyaların %66,78’ni karara bağladığına göre, doğalında Eğitim Sen üyesi olan insanların dosyaları da aynı oranda karara bağlanması gerekirdi. Ancak komisyon, ihraç Eğitim Sen üyesi olan kişilerin dosyalarından sadece %5,04’nün karara bağlamıştır. Bu bağlamda aşağıdaki sorularıma cevap ve muhatap arıyorum?

• Karara bağlanan 84300 (kabul+ ret) dosyanın incelenme önceliği ile ilgili kriter var mıdır?
• Karara bağlanan (kabul + ret) dosyalar, KHK sıralamasına göre mi yapılmıştır?
• Karara bağlanan (kabul + ret) dosyalarda, örnekleme yöntemi mi esas alınmıştır?
• Karara bağlanan (kabul + ret) dosyaların incelenmesinde, bazı sendika veya konfederasyonların üyelerine ayrıcalık yapılmış mıdır?
• 21 aydır faaliyet yürüten OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu; yayımladıkları raporlarla haftada 1200 kişinin dosyasını karara bağladığını ifade etmişlerdi. Dolayısıyla ilk aylara göre çalışma hızındaki düşüşün bir nedeni Eğitim Sen üyelerine ait dosyaların incelenmemesi yönünden komisyon üyelerinde oluşan bir direnç midir?

Hukuksuzca ihraç edilen Eğitim Sen üyelerinin bu mağduriyetini üç yıldır anlatmaya çalışıyoruz. Ancak bizi dinliyormuş gibi yapan iktidar sahipleri meğer kör, sağır ve dilsizlermiş. Ve yine bizi gören, işiten ve konuşan iktidar sahipleri ise, toptancı bir yaklaşımla Eğitim Sen ihraçlarını terörist ilan ettiklerini ise bütün kamuoyu biliyor.

OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonun yayımladıkları raporlar ve rakamlar ortada. Dolayısıyla dört işlemi bilenler bile, ihraç edilen Eğitim Sen üyelerinin dosyalarını; bilinçli, planlı ve programlı bir şekilde karara bağlanmadığını rahatlıkla ifade eder. Eğitim Sen üyelerinin mağduriyetinden, iktidar sahiplerinin keyif aldıklarını tahmin etmek çokta zor değildir.

Kendi himayelerindeki yargıya güvenmeyen saray yönetimi; 657 sayılı DMK’yı yok sayarak, Devlet memurlarının disiplin sürecini, hukuksal karşılığı olmayan ve AKP militanlarından oluşturdukları komisyonlarla yönetmektedirler. AKP’nin toplumsal muhalefeti sindirmeye dönük bu pervasızlığı Türkiye halkları için büyük tehlikedir. Bu tehlikeyi görüyor ve bu konuda 600 Milletvekilini göreve davet ediyorum.

Ülkemize ve çocuklarımıza karşı en temel görevlerimizden biride; Adaletli ve ahlaklı olmaktır. Hak, hukuk, adalet duygusunu yitirmiş toplumlarda her türlü hukuksuzluk ve ahlaki çöküntünün yaşanması kaçınılmazdır.
Haklı olanların direnci, haksızların direncini mutlaka kıracaktır. Bu nedenle, biz haklıyız biz kazanacağız!

Adil olun, adaletli olun. Hukuk içinde sevgi ile kalın.