KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, bugünkü köşe yazısında "Başarı Bir yolculuktur, Bir Varış Noktası Değil" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

BAŞARI BİR YOLCULUKTUR, BİR VARIŞ NOKTASI DEĞİL

Başarıda; güvenmek, inanmak, önemsemek, değer vermek, birlikte yol yürümek, dayanışmada bulunmak, paylaşmak son derece önemlidir.  Yine başarıda, arkadaşlık, yoldaşlık ilişkisi de önemlidir. Ortak akıl ve kolektif çalışma, özverili davranmak başarının kalıcılığını sağlar. Kendisiyle, çevresindeki insanlarla, hayvanlarla, doğayla barışık, ötekisi, egosu olmayanlar, ben değil biz diyenler, eleştiriye ve öz eleştiriye açık, farklı fikirleri ve görüşleri önemseyen, dinlemesini ve sabretmesini bilen insanlar başarıya odaklanmış insanlardır.

Başarı için, kişi veya kişilerin hedefleri olmalı, hedeflerini gerçekleştirecek planları olmalı, planlarını da gerçekleştirecek cesaretleri, bilgileri, birikimleri, deneyimleri, tecrübeleri ve güçlü bir pratikleri olmalıdır. Bahane üretmeyen, değişime açık, hatalarından ders çıkaran, yaptığı işe veya aldığı göreve saygı duyan, motivasyonu ve heyecanı yüksek, emeğini esirgemeyen ve harekete geçen insanlar, başarı çizgisine en yakın insanlardır.

Başarı görecelidir, çizilmiş net sınırları yoktur. Ve aynı zamanda başarı kategoriktir. Kişi veya kişilerin azim ve kararlılık durumlarına bağlı olarak başarı grafiğinin yönü değişebilir. “Başarı bir yolculuktur, bir varış noktası değil.” Şeklindeki ifade genel anlamıyla benim için de doğru bir ifadedir.

“Başarı tesadüf değildir. Sıkı çalışma, azim, öğrenme, araştırma, fedakarlık ve en önemlisi yaptığı şeyi sevmektir.” Pele’nin bu başarı tanımı, yukarıda ancak iki paragrafla tanımlamaya çalıştığım başarının bilimsel özetidir diye düşünüyorum.

“Kime”, “neye göre” kavramlarının başarının ölçülmesinden önemli kriterler olduğunu görmek mümkündür. Kamusal hizmet sunan kurumların başarı veya başarısızlıklarına karar verecek olan kamusal hizmetten yararlanma hakkı olan insanların toplamıdır. Birileri için yeterli ve başarılı bir hizmet, bir başkası için eksik veya başarısız hizmet olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda tarafsızlık, şeffaflık, samimiyet ve niyetin başarının önemli değişkenleri olduğu unutulmamalıdır.

Yerinde duran, geriye gidiyor demektir. İleri, daima ileri! (Mustafa Kemal Atatürk) Başarı güncel ve sürdürülebilir olmalıdır, aynı zamanda dinamik de olmalıdır. Zamansal olarak bugünün başarısı yarın için bir şey ifade etmeyebilir. Bu nedenle değişen dünyayı, gelişen teknolojiyi yakinen takip etmek, “çağ” da başarı elde etmenin olmazsa olmazıdır.

Emek alanında ise başarı örgütsel ilkelerinden taviz vermeden, kendini ve mücadele araçlarını günün koşullarına göre güncelleyen, sendikal süreçlerde üyesinin görüş ve önerilerini esas alan, işçilerin ve emekçilerin alın teri soğumadan, onlara ait olan ekonomik, özlük, demokratik, siyasal ve sosyal haklarının sendikal mücadele ve sendikal tutumla alınmasını sağlayan, sendikal hareket veya hareketler başarılı olarak görülebiliriz. Sendikal eğitimler, örgütlenme programları her daim sendikal hareketi güçlendirir. Gücünü üyesinden, duruşunu üyenin iradesinden ve sendikanın ilkelerinden alan sendikal hareketler sorunları kolayca çözme iradesine ve yeteneğine sahiptir. Bu iradeye sahip sendikal hareket veya hareketler üretimden gelen gücünü kullanarak yani grev ve toplu sözleşme hakkıyla üyesi olan işçi ve emekçilerin hakkını koruyarak başarı sağlamış olurlar.

Ülkemizde ve Ortadoğu’da bilimsel kriterlere uygun olarak siyasi başarıyı, başarı olarak değerlendirmek mümkün değildir. Halkların taleplerini öncelemeyen, insan hak ve özgürlükleri tamamen yok sayan, temelinde siyasi ilke ve adalet olmayan rant ve kazanma odaklı gerilim siyasetinde bir başarıda söz edilemez. Başarılı, tarafsız, bağımsız bir siyaset için siyasi partilerimiz öncelikle amasız fakatsız parti içi demokrasiyi işletmeli, gençlere, kadınlara alan açılmalı, parti tüzüğü ve parti disiplini her aşamada işletebilmelidir. Örgütlenme önünde oluşturulan bütün bariyerler, engeller kaldırılmalıdır. Seçmenin iradesine koşulsuz saygı duyulmalıdır. Siyasette görev ve sorumluluk alanların seçmen üzerinde hegemonya kurmasına asla izin verilmemelidir. Aynı partide örgütlü olanlar saygı, sevgi, nezaket ve yoldaşlık hukuku içerisinde birbirinden güç almalı ve güç vermeli ve siyasi ahlaktan asla taviz verilmemelidir. Bu çerçevede yapılan siyaset başarılı siyasettir.

Başarılı olmanız dileğiyle…

Sevgi ile kalın.

Ahmet KARAGÖZ

09.08.2024 ÇANKAYA