BİR FELAKETİN ANATOMİSİ
Bu yaşananlar bir coğrafya kaderi değildir. Bilmediklerin başına gelirse ona giydirecek sıfatlar vardır; “ kader, şans” daha niceleri..!
Tarihte bir çok uygarlığı haritadan silmiş bir coğrafya da yaşıyorsun. Bunun bilimsel onlarca açıklaması var ama senin umurunda mı?
Ölüme çok ucuz baktığın için, ucuz yaşamayı kardan sayıyorsun ve yetmiyormuşçasına bir de Allah’ı ortak ediyorsun!
Sonra ucuzluk ve ihmallerine sahtekar bahaneler bularak ortalığa çığırtkan kelleci gibi düşüyorsun!
Neymiş efendim, “ Amerikan gemisi bu depremi çıkarmışta, amaç Türkiye’yi bölmekmişte” falan..!
Geri zekalılığın tavan ettiği bu durumda bunlara “ ulan bin yıl önce Amerika ve teknolojisi mi vardı, peki o dönemin depremlerini kim yaptı” diye sorsan, faydası olur mu? Asla!
Görevi Allahtan devraldılar demeleri büyük bir olasılıktır, şarlatanlarla baş etmek asla ve katta mümkün değildir!
Bu koca felaketin yaralarını mutlaka sarmak gerekiyor; kenetlenerek, sahip çıkarak, dahası bizden sonra gelecek torunlara onarılmış ve her türlü pislikten arınmış bir ülke bırakarak...
Bunu yapmak için bu ülkeye otuz yıllık bir onarım planı çıkarılmalı. Evet, otuz yıl! Ancak yenilenme böyle olur.
Bütün ülke tarım arazilerinden çekilip sert zemine yerleştirilmeli ve yüksek katlı bina asla!
Otuz yıl yokluk çekelim, olsun; bari gelecek kuşaklara yüz yılların ülkesini bırakmış olalım!
Başka da çaremiz, çareniz yoktur! Bu depremler devam edecektir ve deprem gerçeğini okuyacaktır. Sen evini sağlam yap, deprem olunca da korkmadan oturduğun yer de çayını yudumla!
Bürün mesele budur! Ülkeyi yönetenler bir kere akıllarını başlarına almalı ve bunu ciddi, ciddi düşünmeliler!
Yoksa elden giden bir ülke var ve kavga edecek yer de bulamayacaksınız, yanılıyor muyum?
Sonra eğitim!
En azından böyle felaketlerde yağma, hırsızlık ve faiş fiyat arsızlığı konusunda ahlak denileni beyinlere yerleştirmek gerekir!
Yitirdiğim çok değerli insanın acısıyla bunları yazmak o kadar zor ki, üstelik yurdun dört bir yanına acı yüklemiş tabutlar varken...
Başımız sağ olsun..!
Hasan ŞAHİN