Prof. Dr. Şebnem Oğuz'un bugünkü köşe yazısında, 'eleştiri/ özeleştiri mekanizması mekanik değil sahici bir biçimde işletilse dünya yerinden oynar' dedi.
Eleştiri/özeleştiri mekanizması. Sosyalist örgütlenmelerin insan ilişkilerine armağan ettiği en güzel mekanizmalardan biridir, otoriter bir biçimde kullanılmadığı sürece. Özünde insanın kişilik olarak daha sağlıklı olmasını sağlar. Çünkü sizinle birlikte yol yürümek isteyen bir insan topluluğu size yaptığınız hataları söyler, ayna tutar. Siz de eleştiriler üzerinde düşünür, bilincine vardığınız sorunlarla ilgili öz eleştiri verirsiniz. Muazzam, dönüştürücü bir motivasyon bulursunuz kişiliğinizi geliştirmek için. Maalesef sol partiler/örgütler/kolektifler artık bunun yerine insanın bilgisi dışında, arkasından "üstünü çiziyor", nedenlerini açıklamaksızın ve dolayısıyla o kişiye ayna tutup kendisini değiştirme fırsatı sunmaksızın. Bu durum sosyal medya ile ilgili olarak çok tartışılan "iptal kültürü" ile ilgili değil. Sosyalist kolektif etiğin yerini kapitalist bireyci rekabetin almasıyla ilgili daha çok. Oysa tam da bu zamanda insanları küstürmeden eleştirip içererek, kendilerini dönüştürmelerine zemin sağlayarak mücadeleye ve dayanışmaya katma ihtiyacı var, kapitalist bireysellik dünyasına terk etmek yerine. Ailede, arkadaşlıkta, siyasette, iş yerinde eleştiri/ özeleştiri mekanizması mekanik değil sahici bir biçimde işletilse dünya yerinden oynar.