Kandil’e operasyon… Şengal, hatta BM denetimindeki Maxmur Kampı da hedefte… Bu defa gündeme getirilmesi öncekilerden farklı… Bu defa seçime endeksli… Muhalefet de bunun farkında, ama henüz görünür bir tutum geliştiremediler. Dünya alem gerçeği ve hesabı biliyor, görüyor… Hem milliyetçiliği kışkırtmak, hem de icap ederse(!) daha büyük bir sandık operasyonuna malzeme edilmek için gündeme getirildi bu savaş politikaları… Muhalefet henüz nereye varılmak istendiğinin farkında olmasa da, dillendirmese de, çok süremez meselenin sayım gecesine endeksi olduğu anlaşılır.
Kandil’e operasyon…Şengal, hatta BM denetimindeki Maxmur Kampı da hedefte…
Bu defa gündeme getirilmesi öncekilerden farklı…
Bu defa seçime endeksli…
Muhalefet de bunun farkında, ama henüz görünür bir tutum geliştiremediler.
Dünya alem gerçeği ve hesabı biliyor, görüyor…
Hem milliyetçiliği kışkırtmak, hem de icap ederse(!) daha büyük bir sandık operasyonuna malzeme edilmek için gündeme getirildi bu savaş politikaları…
Muhalefet henüz nereye varılmak istendiğinin farkında olmasa da, dillendirmese de, çok süremez meselenin sayım gecesine endeksi olduğu anlaşılır.
Önce Kandil hedefti, Erdoğan önceki gece hedefi genişleterek, Şengal’den, (Sincar) BM denetimindeki Maxmur Kampının da hedefleri olduğunu açıkladı.
Yenilgi belirtileri arttıkça “Ver mehteri…”
Sadece gerçek sorunları unutturmak, enflasyon, işsizlik, yoksulluk, dolar ve avrodaki uçuş, liranın pula dönmesi, bütçe açığı, çarı açık, iç borç, dış borç… Tarım, hayvancılık, üretim yoksunluğu, peşkeş çekilen şeker fabrikaları… Ve diğer sorunları unutturmak için değil, milliyetçi oyları toplamak, MHP’nin tabanındaki kesime Türkçülük üzerinden seslenme meselesi de değil, bunlarla birlikte, seçim günü işler sarpa saracak olursa, bir sandık darbesine olanak yaratmak…
Yani, Kandil hesabı daha derin…
Daha büyük bir hesap…
Bu operasyon aslında bir iç operasyon, ama ‘Cambaza bak!’ yapılıyor. Kandil, Şengal, Maxmur’un hedef gösterilmesi esas olarak 24 Haziran seçimlerine endekslenmiş ve bir müdahale hesabını da taşıyor gözüküyor…
Kandil’in yeniden gündeme getirilmesindeki esas hesap, Kürtlerden oy alamayacağını görmüş olan Hükümetin ve elbette sarayın iktidarını sürdürme arayışıdır.
Son günlerde HDP’ye yönelik baskıların daha da artması, özel timlerin, panzerlerin marifetiyle HDP bayraklarının indirilmesi, cumhurbaşkanı adaylarından biri olan ve hapiste olması yetmezmiş gibi bir de her gün Demirtaş’ın siyasi lince tabi tutulması, katliamcı olarak gösterilmesi de hesabın ne denli derin olduğunu gösteriyor.
Seçim günü yaklaştıkça ve oyların düştüğü görünürlük kazandıkça savaş politikaları ısıtıldı; görünen o ki, iki hafta boyunca sürecek bir operasyon hazırlığı var.
Çünkü HDP’yi baraj altında bırakmayı hedef ahaline getirdiler.
Bölgede baskılar, engellemeler, sandık taşımalar falan yetmezse… yeni kozlarını devreye sokmayı hesapladıkları sır değil.
Baskın seçim kararı alıp, güya hazırlıksız yakalayıp, iktidarını sağlamlaştırıp saray yönetimini kadim kılacaktı, ancak olmadı, olmuyor, işler ters gitmeye başladı!
Çırpınışlar bundandır… Vatan millet sandığa bağlandı.
Tüm kozlar oynanacak, Kürtleri dövmenin ‘milli mutabakat’ meselesi haline gelmiş olduğu tarihi tecrübeye sığınarak bir kez daha Kandil’e, Maxmur’a, Şengal’e bağlandı hesaplar.
Muhalefeti de zayıf yerinden yakalayacak, itiraz eden olursa; “Siz terörle mücadeleye karşı mı çıkıyorsunuz’ falan diyerek, sıkıştıracak…
İşler yolunda gitseydi gündeme gelmezdi Kandil…
“Dur hele böylesi bir zamanda…” der geçiştirirlerdi.
Ancak baskın seçim Saray’ı saran ateşe döndü. Sularının ısındığı duygusu iktidar nimetlerinden yararlananları çileden çıkarıyor.
Zira Saray’daki hesap ters tepti. Evdeki hesap çarşıya uymadı…
Yüzde 50+1 elini ayağını bağladı.
Tüm taktikleri altüst oldu.
Partilerin ittifak yapmaları karşı cepheye yeni hamle olanağı yarattı. MHP, BBP kârdan çok zarar…
Geniş halk yığınları da mevcuttan kurtuluşa eskiye dönüşten ziyade, yeniye olanak yaratacak bir süreç olarak bakıyor… Bundandır ki, Saray’ın, HDP’yi barajın altında bırakma hesabı da ters tepiyor. ‘O partiyi sandığa gömüm’ talimatı fayda etmedi.
Türkiye halklarının basireti, sağduyusu başka bir boyut kazandı şimdilerde; 7 Haziran’a, Gezi’ye, referandumdaki ‘hayır’ dönemime döndü süreç…
Üstüne üstlük bir ‘metal yorgunluğu’ ki deme gitsin…
Patır patır prompter …
Yani Saray için işler kötü gidiyor.
Ondandır ki, bölücülük, terörizm, dış güçler, yalanına sarılıyorlar. Ancak bu hesabın da boşa çıkarılacağını gösteren fazlasıyla olanak ve yetenek var bu halkta….