“Darbe bize Allah’ın bir lütfudur” diyerek yaşananları bir toplum mühendisliği aklıyla ele alıp değerlendiren Erdoğan-AKP iktidarı Türkiye ve dünyadaki yoğun tepkileri göz önünde bulundurarak OHAL’i kaldırıyormuş gibi yapacak. OHAL koşullarında seçime giden ve şaibeli bir biçimde seçim kazanan/kazandırılan Erdoğan-AKP yönetimi sistemi tepeden tırnağa dizayn etmeye başladı… Bu süreç içinde OHAL’e de ayar verilecek… Güya OHAL kaldırılmış olacak… Yeni bir model bulmuşlar… Adına da Fransız modeli diyeceklermiş… Avrupa’ya yanıt vermiş olacaklar aynı zamanda… “Bizdeki de sizin Fransa’nızdaki modelin aynısı” diyecekler… İç kamuoyunu, dünya demokratik kamuoyunu ve AB ülkelerini susturacaklar… Demokratikleşme yerine, baskı ve şiddet aygıtlarını değiştirme, demokratik olmayan yöntemleri kalıcılaştırma hesabı yani… Böylece, bir hafta sonra 3.
“Darbe bize Allah’ın bir lütfudur” diyerek yaşananları bir toplum mühendisliği aklıyla ele alıp değerlendiren Erdoğan-AKP iktidarı Türkiye ve dünyadaki yoğun tepkileri göz önünde bulundurarak OHAL’i kaldırıyormuş gibi yapacak.
OHAL koşullarında seçime giden ve şaibeli bir biçimde seçim kazanan/kazandırılan Erdoğan-AKP yönetimi sistemi tepeden tırnağa dizayn etmeye başladı…
Bu süreç içinde OHAL’e de ayar verilecek…
Güya OHAL kaldırılmış olacak…
Yeni bir model bulmuşlar…
Adına da Fransız modeli diyeceklermiş…
Avrupa’ya yanıt vermiş olacaklar aynı zamanda…
“Bizdeki de sizin Fransa’nızdaki modelin aynısı” diyecekler…
İç kamuoyunu, dünya demokratik kamuoyunu ve AB ülkelerini susturacaklar…
Demokratikleşme yerine, baskı ve şiddet aygıtlarını değiştirme, demokratik olmayan yöntemleri kalıcılaştırma hesabı yani…
Böylece, bir hafta sonra 3. yılını dolduracak olan 15 Temmuz darbe girişiminden 5 gün sonra uygulanan OHAL, 19 Temmuz’dan sonra kaldırılmış olacak güya.
OHAL ile onca kararname çıkarıldı, hak hukuk ayaklar altına alındı, on binlerce emekçi, aydın, yazar, sanatçı hedef seçildi, işinden, ekmeğinden, çalışma hakkından, yaşam hakkından oldu...
Ama bu yaşananların hesabı vermek yerine, hesap sorulamazlığı esas alıyorlar. Haksızlığa uğrayanların hak arayışlarını engelleyecek düzenlemeleri sürdürüyorlar…
Ona göre düzenlemeler yapılıyor ve yeni bir OHAL kararnamesi ile OHAL’e yeni düzenleme getiriliyor.
Ama adı “OHAL kaldırıldı” olacak.
Tek adam rejimine geçilen bu sürecin baskıcı uygulamaları kaldırıyor olduğu izlenimi yaratacaklarını düşünüyor olmalılar…
Oysa gerçek o denli yalın ki, bilinen gerçek; yönetimin baskıdan ve şiddetten besleniyor olduğudur.
Yıllardır iç gerilim ve çatışmadan, kamplaştırmadan beslendi. Dış düşman, bölgesel savaşlar içindeyiz.
Kürt halkının üzerinde süren uygulamalar ise Filistin’i hatırlatıyor.
İsrail devletinin Filistin halkına yönelik saldırıları olduğunda hükümetin gösterdiği göstermelik tepkiyle birlikte, Türkiye halklarında içselleştirilmiş bir tepki ortaya çıkıyor olsa da, sorun Kürtlere yapılana geldi mi, yönetim aygıtının yarattığı ve dinin, milliyetçiliğin beslediği akıl ve duygu hızla devreye giriyor.
Yani ırkçı, milliyetçi hegemonya devreye girerek, Filistin halkına yapılana karşı çıkanın, Kürt’e yapılana karşı çıkmasına engel olunuyor.
Bundan sonra da bunu uygulayacaklar…
OHAL’in uzun yıllar, hatta on yıllarca sürdüğü, “OHAL Valiliği” diye ihdas edilen bir makamla yönetildiği Bölge’de, yine ne zaman kalkacağı belli olmayan bir OHAL sürecindeyiz.
Görünen o ki, artık OHAL dayanak edilerek “Tek adam” rejimine geçilen Türkiye’de batıda seyreltilmiş, Bölge’de ise yoğunlaştırılmış OHAL uygulamaları sürecek.
Seçimden önce baskılandıkları demokratik muhalefet karşısında kaldıracaklarını ağızlarından kaçırdıkları OHAL için yeni formüller aradıkları anlaşılıyor.
Tahayyül edilen rejimde OHAL’in de gereksiz hale geleceğini söylemek pekala mümkün olsa da, Dünya kamuoyu karşısında “Tek adam rejimi”ni az biraz da olsa kabul edilebilir göstermenin yollarından birisi olarak, daha fazla gecikmeden OHAL’i kaldırıyorlarmış gibi yapmak daha uygun gelmiş olmalı...
Artık “son başbakan” unvanına sahip olan Binali Yıldırım “Kişilerin izlenmesi, arama, denetleme ve el koyma işlemleri OHAL’deki esaslara göre gerçekleştirilecek” diyor.
KHK ile uygulamaların 2020’nin son gününe kadar devam edeceği de teminat altına alınmış oluyor…
“İç Güvenliğin Güçlendirilmesi ve Terörle Mücadele Yasası” ile, karanlıklardan karanlık seçilmesi öneriliyor…
Yani OHAL sürecek…
Ancak AKP yetkilileri ve Son Başbakan Binali öyle demiyor da, OHAL kalkacak, ama uygulamaları devam edecek diyor…
Oysa aynı şey…
Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ile OHAL’in tüm uygulamaları devralınacak…
Yani OHAL uygulamaları devam edecek, ama kalkmış gözükecek.
Bu iktidar gerçekleri tersyüz etmede dünya rekortmeni…
İşçi ve emekçileri, geniş halk yığınlarını da hep böyle gerçekleri tersyüz ederek, açlık ve sefalet içindeki milyonları din ve milliyetçilik gücüyle esir alarak yönetmeyi sürdürüyor.