Yazının başlığı Karar Yazarı Mehmet Ocaktan’a aittir… Ondan ödünç aldım. Ocaktan önceki gün Karar gazetesinde “Dindarların fanatizmle imtihanı” başlıklı yazısında “Şimdi ne hazindir ki bu topraklar için büyük bir anlam ifade eden ‘Milli duruş’u adeta bir ırk yarışına dönüştürerek, en büyük zenginliğimiz olan kültürel ve sanatsal çeşitliliğe karşı adeta bir fanatizm seferberliği başlatmış durumdayız” değerlendirmesinde bulundu.
Yazının başlığı Karar Yazarı Mehmet Ocaktan’a aittir… Ondan ödünç aldım. Ocaktan önceki gün Karar gazetesinde “Dindarların fanatizmle imtihanı” başlıklı yazısında “Şimdi ne hazindir ki bu topraklar için büyük bir anlam ifade eden ‘Milli duruş’u adeta bir ırk yarışına dönüştürerek, en büyük zenginliğimiz olan kültürel ve sanatsal çeşitliliğe karşı adeta bir fanatizm seferberliği başlatmış durumdayız” değerlendirmesinde bulundu.“Galiba milliyetçi fanatizm kazanıyor, dindarlar olarak bu sınavı kaybediyoruz” diye devam etti.
Yazıyı okuyunca tartışmanın, AKP iktidarı tarafından dokunulmazlığı kaldırılarak hukuksuz bir biçimde evi basılıp aynı akşam götürülüp cezaevine konulan HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın öykü kitabı ‘Seher’e ilişkin bir dergideki yazıdan çıkmış olduğunu öğreniyoruz. Tartışmaya neden ise öykünün değerlendirilmesi yazısı da değil, tartışma geçen yıl yayınlanan öykü kitapları listesinde Demirtaş’ın isminin geçmiş olması…
Ocaktan bu kadar da olmaz demeye getiriyor. Çok ümitvar değiliz ama yine de umarız ki bu tartışma bir muhakemeye, bir muhasebeye, dindar aydınlar içinde bir vicdan hareketine dönüşür.
Zira dindar kesim “iktidar zehirlenmesi” denilen bir sürecin içindedir ve iktidarın istediklerini yazan, yapan, uygulayan, sergileyen ve hatta görünür olması için kural, teamül tanımayan bir pervasızlık içindedir.
Vicdansızlık o kadar hat safhadır ki, aynı cenahtan gelen ancak vicdanlı bir kişi olarak iktidarın hışmına uğramaktan kurtulamamış olan Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun FETÖ soruşturmaları kapsamında yürütülen soruşturmaların sonucu olarak duyurmaya çalıştığı dramlara karşı ses eden çıkmamaktadır.
Dindar kesimin bir fanatizm içinde hareket ettiği ve oturtturulduğu tribünlerden avuçları patlayıncaya kadar kürsüdeki Reis’i alkışladığı bir tufan içindeyiz.
Ocaktan, “Maalesef bugün dindar camiada yer alan sanat-edebiyat insanlarının önemli bir bölümü, bu kavmiyetçi ruh haline teslim olmuş bulunuyorlar. Yani, İslamcı entelektüel camianın yıllardır adeta tırnaklarıyla kazıyarak bugünlere getirdiği kültürel ve sanatsal çeşitliliğin aydınlık yüzünü terk edip, kavmiyetçiliğin kirli yüzünü tercih ediyorlar. Çok yazık” diye yazıyor.
Ocaktan’ı tanımayanlar için kısa bir bilgi aktaralım; Yeni Devir’den, Tercüman’a Güneş gazetesine kadar editörlük, muhabirlik ve görsel tasarımcılık işleri yapmış… Yeni Şafak gazetesinin kurucu genel yayın yönetmenliğini uzun süre sürdürdü, genel koordinatörlük, gazetenin Ankara temsilciliği görevini yürüttü ve köşe yazarlığı yaptı. Bir dönem Star’da yazarlık yapmış olan Ocaktan’ın şiir kitapları da bulunuyor. Şimdilerde Karar gazetesinde yazmaktadır. Katıldığı televizyon programlarında iktidarın kılıcını kuşanmış halde tartışmaya çalıştığı da biliniyor. Yandaşlıkta o da yarışmış ancak bazıları kadar başarılı olamamıştır.
AKP iktidarının dindarları suistimal ettiği, bu geniş halk yığınlarının duygularıyla oynayıp iktidarını sağlamlaştırmanın peşinde oldukları sır değil. Ancak Ocaktan’ın söz konusu ettiği kesim “aydın” yani o “entelektüel” yani münevver bir kesimdir.
Tartışmaya neden konuya dönecek olursak; “İnanıyorum ki bazı okurlar yazıya neden böyle giriş yaptığımı merak edeceklerdir. Geçtiğimiz günlerde lise yıllarımda beni Diriliş ve Sezai Karakoç’la tanıştıran çok değerli bir dostumun instagram hesabında Hece dergisini suçlayan bir yazısını görünce dehşete kapıldım. İslamcı entelektüel çizgiye sadakatiyle bildiğim bu dostumuz Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat ve Mavera dergisi geleneğinin devamı niteliğinde olan Hece’ye milliyetçi fanatizmin bir temsilcisi gibi saldırıyordu.
Peki neden?
Anlaşıldı ki, ‘Hece öykü’ dergisinin 85. sayısında yer alan Kemal Gündüzalp’ın hazırladığı otuz üç sayfadan oluşan ‘Hayat, Öyküler Toplamıdır’ başlıklı yazının ve ‘2017 Yılında Yayımlanan Öykü Kitapları’ adlı listenin bir paragrafında Selahattin Demirtaş’ın öykü kitabından bahsedilmiş. Hemen hatırlatmakta yarar var, yazı hiçbir şekilde ideolojik bir yaklaşım içermiyor, tamamen sanatsal bir değerlendirme…”
Nedense bizlerin gerçekleri dile getirmesi, dilimizde tüy bitercesine tekrarlaması bile dindar kesim üzerinde etki yapmıyor. Umarız ki sizin camianızdan birinin, Mehmet Ocaktan’ın bile kabullenmekte zorlandığı bu milliyetçi, hatta ırkçı zehirlenmeden dönüşün yolunu ararsınız…
Ne diyelim; Allah yardımcınız olsun!