BEN OLSAYDIM Bu sabah güne, “Kominist Başkan” ünvanlı Fatih Maçoğlu’nun fox tv’yi işgali ile uyandık! İşgal dememde ki kasıt, hiç bir parti liderine bu kadar sürenin ayrılmaması ile alakalı! Maçoğlu işinde başarılı olabilir; bu zaten bir Belediye Başkanının asli görevidir. Asıl düşündürücü olan bu abartının denk geldiği dönemdir! Bu dönem Maçoğlu’nun Dersime adaylığına denk getiriliyor ve İsmail Küçükkaya özel bir propaganda görevi üstlenmiş gibi “ Dersimi kazandığında, gelip seninle meydanda canlı yayın yapacağım” diyerek, belkide televizyona çıkma meraklısı bir kısım vatandaşın oyuna mesaj gönderiyor! Küçük bir ilçede Belediye Başkanı olan bir insana televizyonu baştan sona kapatmanın bir çok izahı vardır ama benim demek istediğim şu: Devrimci, sosyalist ve hata bunların uç versiyonu olan Kominist olacaksın, yaşadığın ülkede seçmen iradesine ipotek konulan bir yere gidip aday olacaksın! Sonra bırakın televizyonlara çıkarılmak, parti isminin dahi geçmediği haber kanallarında bir saate yakın bize nohut, fasülye hikayesi anlatacaksın! Evet! Ben olsam bu kadar anti demokratik uygulamaların sözcülüğünü yapan hiç bir televizyon kanalına çıkmaz, red ederdim! Unutma ki, devrimci duruş sadece nohut ve fasülye ekmekle olmuyor! En önemlisi duruş ve tavırdır.
BEN OLSAYDIM
Bu sabah güne, “Kominist Başkan” ünvanlı Fatih Maçoğlu’nun fox tv’yi
işgali ile uyandık! İşgal dememde ki kasıt, hiç bir parti liderine bu kadar sürenin ayrılmaması ile alakalı!
Maçoğlu işinde başarılı olabilir; bu zaten bir Belediye Başkanının asli görevidir. Asıl düşündürücü olan bu abartının denk geldiği dönemdir! Bu dönem Maçoğlu’nun Dersime adaylığına denk getiriliyor ve İsmail Küçükkaya
özel bir propaganda görevi üstlenmiş gibi “ Dersimi kazandığında, gelip seninle meydanda canlı yayın yapacağım” diyerek, belkide televizyona çıkma meraklısı bir kısım vatandaşın oyuna mesaj gönderiyor! Küçük bir ilçede Belediye Başkanı olan bir insana televizyonu baştan sona kapatmanın bir çok izahı vardır ama benim demek istediğim şu:
Devrimci, sosyalist ve hata bunların uç versiyonu olan Kominist olacaksın, yaşadığın ülkede seçmen iradesine ipotek konulan bir yere gidip aday olacaksın!
Sonra bırakın televizyonlara çıkarılmak, parti isminin dahi geçmediği haber kanallarında bir saate yakın bize nohut, fasülye hikayesi anlatacaksın!
Evet!
Ben olsam bu kadar anti demokratik uygulamaların sözcülüğünü yapan hiç bir televizyon kanalına çıkmaz, red ederdim!
Unutma ki, devrimci duruş sadece nohut ve fasülye ekmekle olmuyor! En önemlisi duruş ve tavırdır. Bu da mahalle yanarken oturup seyretmek değil, yangına su taşımakla olur!
Bak, dahasını söyleyeyim; sen televizyonda anlatırken, çoğu bunu sempatik ve müthiş bir başarı öyküsü ile izlemiş olabilir! Ancak ben, bir zavallığın tükenmişliğini acıyla izledim!
Bir Koministe bu kadar övgü ve üstelik NATO üyesi bir ülkede!
Aklımı kaçırmadan önce, kendime şu teselliyi vereyim: Mesele kaleyi yıkmaksa, din değiştirmek mübahtır!