Hatice Özhan’ın kaleminden “İran’ın İffetsiz Kadınları” kadın hakları mücadelesinin en karanlık coğrafyalarından biri olan İran’daki trajik yaşamları ele alan bir başyapıt niteliğinde.
Hatice Özhan, ‘İran’ın İffetsiz Kadınları’nı Yazdı
Hatice Özhan’ın kaleminden “İran’ın İffetsiz Kadınları” kadın hakları mücadelesinin en karanlık coğrafyalarından biri olan İran’daki trajik yaşamları ele alan bir başyapıt niteliğinde.
Ange Yayınları tarafından okurla buluşturulan bu kitap, özellikle İran’da kadınların yaşadığı özgürlük kısıtlamalarını, toplumsal normların baskısını ve devletin uyguladığı sert politikaları derinlemesine irdeleyerek, okura hem içsel hem de toplumsal bir yolculuk vaat ediyor.
Hatice Özhan, “İran’ın İffetsiz Kadınları” isimli eserinde İranlı kadınların karşı karşıya kaldığı insan hakları ihlallerine dikkat çekmekle kalmıyor, aynı zamanda bu baskı rejiminin altında yaşayan tüm kadınların bireysel özgürlüklerini nasıl savunmaya çalıştıklarını da detaylı bir şekilde işliyor. Başörtüsü zorunluluğundan toplumsal cinsiyet eşitsizliğine kadar uzanan geniş bir yelpazede Özhan, kadınların içsel dünyalarını, çaresizlik ve umutsuzluklarını yansıtarak, onların hayatta kalma mücadelelerini gözler önüne seriyor.
Kitap, İran’da ahlak/sız polisinin işlediği cinayetler, kadınlara yönelik haksız cezalar ve şiddet olaylarına dair çok güçlü bir anlatımla okur karşısına çıkıyor. Hatice Özhan, Mahsa Amini gibi İranlı kadınların trajik hikâyelerinden ilham alarak, kadınların her türlü kısıtlamaya rağmen nasıl direnmeye çalıştığını çarpıcı bir dille anlatıyor. “İran’ın İffetsiz Kadınları”, yalnızca İran’daki kadın hakları mücadelesiyle sınırlı kalmayıp, kadınların küresel düzeyde yaşadığı benzer baskılara da dikkat çekiyor. Özhan, eserinde insan haklarının evrenselliğini vurgularken, zulüm ve baskı altında yaşayan kadınların evrensel çığlığını duyurmayı amaçlıyor. Bu anlamda, Hatice Özhan’ın eseri, sınırların ötesine geçen, evrensel bir çığlık niteliğinde.
Kitapta, özellikle İran’daki kadınların “iffetsizlik” adı altında maruz kaldıkları şiddetin sadece fiziksel değil, psikolojik boyutlarını da keşfeden Özhan, kadınların toplum içerisinde nasıl dışlandığını, suçlandığını ve hatta ötekileştirildiğini gözler önüne seriyor. Kitap, bu dışlanmanın toplumsal yapıya, geleneklere ve inançlara nasıl derin bir şekilde kök salmış olduğunu cesurca anlatıyor. Yazar, İran’daki bu “iffetsiz kadın” olgusunun, aslında sadece kadınların başkaldırılarını bastırmak ve onları kontrol altında tutmak amacıyla yaratılmış bir sosyal yapı olduğunu gözler önüne seriyor.
Özhan’ın üslubu, kitap boyunca dikkat çeken bir başka önemli unsur. Yazar, sert gerçekleri anlatırken dahi duygu dolu bir anlatımla okuru hikâyenin içine çekiyor. Her bir kadın karakterin yaşadıkları, onların çaresizlikleri, umutları ve hayal kırıklıkları okuru derinden etkiliyor. Aynı zamanda, kitabın sosyolojik ve felsefi derinliği de, okuru bu meseleler üzerine düşünmeye itiyor. Yazarın dili zaman zaman şiirsel, zaman zaman keskin, ama her zaman samimi ve güçlü.
Hatice Özhan’ın bu önemli eseri, sadece kadın hakları savunucuları ve feminist çevreler için değil, toplumun her kesiminden insanların ilgisini çekecek güçlü bir içerik sunuyor. “İran’ın İffetsiz Kadınları,” günümüz dünyasında halen devam eden zulümlere karşı sessiz kalmayan, aksine her sayfasında bu çığlığı yükselten bir eser olarak raflardaki yerini alıyor. Özhan’ın kaleminden dökülen bu etkileyici hikâyeler, her bir okurun yüreğinde derin izler bırakacak nitelikte.