ÖLMEK İSTEMİYORUM!
ÖLMEK İSTEMİYORUM!
2019 yılın bitimine üç ay var. Bu yılın içerisinde kamuoyuna yansıyan rakamlara göre 223 Kadın katledildi. Kadının kafasına kurşun sıkan, boğazını kesen eşler gün geçtikçe azalmıyor aksine çoğalıyorlar. Bunları cesaretli kılan mutlaka bir yer bir anlayış vardır!
Öyle bir hal almış ki, sosyal medyada kadın cinayetleri, taciz, tecavüz ve şiddetin her türlüsü manşetlere günlük okuyor ve tanık oluyoruz.
Yaşamın her alanında şiddetin her türlüsüyle kadın daha da sık sık karşı karşıya gelmektedir.
Erk sistemin eril dilli kadın üzerinde somutlaşarak politika yapma biçimini her geçen gün giderek artıyor. Bu dil ve bu siyaset Kadınların katledilmesinde önemli ve birinci derecede rol oynamaktadır.
Giyiminden, kuşamına, kahkahasına kadar sorun haline getiren zihniyet ancak böyle bir Erk yarata bilir. Her bir kadın değişik bir vahşilikle katledilmektedir. Katil çok rahat ve gururla şunu diye biliyor, “Namus için pişman olunur mu?”
Bu gücü sistemden almasa bu kadar cüretkâr davrana bilir mi? Elbette hayır.
Katiller yaptıkları cinayetlerin bedellerini çok az bir ceza yöntemleriyle atlattıklarını biliyorlar. Hatta “Namuslarını” temizlediklerinden dolayı ERK toplum içerisinde ayrıcalıklı hale gelmiş durumdalar.
Canilerin, mahkemelerde takım elbise giydiklerinde ve birde kravatta taktıklarında “iyi hal” oluyor ve elini kolunu sallıya salıya dışarı çıkabiliyor. Çünkü yasaları da öyle emrediyor.
Çocuğunun gözü önünde bıçaklanarak öldürülen Emine Bulut, “ölmek istemiyorum” çığlığı sessiz ve seyirci kalan Kadınlara ibret Olmalıdır.
Her kesin gözü önünde cinayetin işlenmesi toplumuz içerisinde ayrıca büyük bir sorundur!
Yine Konya’da Tuğba Erkol eşi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Katil bu cinayeti “Namus için işlediğini” söylemiş.
Bu iki kadın cinayetiyle birlikte bu yılın cinayet sayısının bilançosu: 223 yükselmiş oldu.
IŞİD canavarların yaptıklarını artık aratmayacak kadar vahşice katlediliyoruz. Boğaz keserek namus temizleniliyor!
Hiçbir kadın bir erkeğin NAMUSU DEĞİLDİR. Buda böyle bilinmelidir.
Duyarsızlık at başı gidiyor.
Yarın sıra bize geldiğinde bizleri de kollayacak ve koruyacak hiç kimse olmayacak.
Birçok bölge de Kadın Örgütlerin bir araya gelerek yaptıkları basın açıklamasında olayı kınamaları önemlidir elbette. Ama bu yeterlide değil.
Kadına yönelik şiddeti derinleştiren siyasi iktidar
sokakta her yerde kadına saldırmakta son günlerde kayyuma karşı eylemliklerde yine en çok kadın darp edilmekte, sokaklarda saçlarından sürülerek insanlık dışı muamele yapılmaktadır. Kadına yönelik şiddet bu gibi eylemliklerde de ön plana çıkıyor.
İstanbul sözleşmesi kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadınların her türlü şiddetten korunması, kadınlara yönelik şiddetin faillerin kavuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması için titizlikle hazırlanmış 34 sayfa 81 maddeden oluşan bir metindir.
Bu sözleşmenin uygulanması için daha kaç kadın katledilmesi gerekiyor?