Grup Munzur bünyesinde uzun yıllar çalışmalarını sürdüren müzisyen Zeynep Hayır, müziğe anadilinde bir eserle geri döndü. Anadilinde şarkılar söylemek onun için kendi deyimiyle “içinde kalan bir özlem” idi.
Grup Munzur bünyesinde uzun yıllar çalışmalarını sürdüren müzisyen Zeynep Hayır, müziğe anadilinde bir eserle geri döndü. Anadilinde şarkılar söylemek onun için kendi deyimiyle “içinde kalan bir özlem” idi.
Zeynep Hayır, evlilik nedeniyle Almanya’nın Hannover kentine yerleşmesi ardından Grup Munzur’daki çalışmalarına nokta koymuştu. Hayır, “Göğünden ve anadilinden uzak bu diyarlarda fırsat buldukça muhalif toplumsal içerikli etkinliklerde yer alarak içimdeki ezgileri yaşadığım yere taşıdım” diyor.
Uzun yıllar profesyonel müzik çalışması yapmasını sağlayacak olanaklardan mahrum kaldığını anlatan Hayır, sonunda bu çalışmayı yapmasını ise şöyle açıkladı: “Çünkü önemli bir okuldan geliyorum. Orada muhalif, devrimci müziğe dair yüreğimize ve bilincimize taşıdıklarımız, hayatın içinde de yerli yerinde durmalı.”
‘Siyahın gölgesine’ karşı
Zeynep Hayır, bu motivasyonla sözleri Mehmet Çetin’e ait olan Kirmanckî şarkı “Biya Xo Wîrî”yi besteledi. Şarkıya Ali Haydar Can eşlik etti. Hayır, şunları söyledi: “Siyahın gölgesi insan yaşamında etkisini göstermeye, çocukların gülüşüne kan sıçratmaya devam ederken buna kayıtsız kalmak ve geldiğim yeri unutmak, aidiyet sendromu yaşamak demektir. Dilini, göğünü kaybetmek, lâl olmak demektir. İşte bu nedenle anadilinden mahrum büyümüş bir çocuk olarak anadilimde yeniden müzik hayatına başlamayı hedefledim. ‘Biya Xo Wîrî’, elimden daha çocuk yaşlarda alınan anadilime özlemimdir.”
Geceyi anımsatır sesi
Şükrü Erbaş (Şair): Dış dünyanın ürkütücü ruhundan kemiklerimize inen bir geceyi anımsatır Zeynep’in sesi. Bizim tanıdık ruhumuza, çöküntülerimizin en derininde sualsiz kalan, bir omzu dağlara küs ceylanları anımsatır zarifçe. Ona hiç dokunmamak, olduğu yerde bırakmak, dilsizliğine sarılmamak, kendi içimizde kilitli kalmak demektir. Ya hakikat? Rüyalar işitilir, ümit her şeydir.
Sema Güler (Şair): Önce dilin şiiri doluyor ruhunuza. Şiirin müziği dili bir daha havalandırıyor. Sonra bir dokunaklı ses, hem dilin şiirini hem şiirin müziğini hem de sesin hevesini, hederini birbirinden geçirerek ebruli bir şölene dönüştürüyor. Bize, arınan ruhumuzun derinlerinden Mehmet’e ve Zeynep’e sessizce teşekkür etmek kalıyor. Kutluyorum. (Yeni Özgür Politika Gazetesi / Seher Yeğin yazdı)