TEK ADAM REJİMİNİN SONUÇLARI ARTIK SOMUTLAŞMIŞ, “ÇOK YAŞA PADİŞAHIM” DÖNEMİ BAŞLAMIŞTIR

Anlaşılan odur ki artık “Beyaz Torosların” yerini, motosikletliler alıyor. Siyasi kimlikleri, siyasi geçmişleri olanlar sokaklarda infaz ediliyor yada evlerinde ölü bulunuyorlar. Tüm bu olup bitenler karşısında hükümet kanadındaki derin sessizlik manidardır. Gücünü yasalardan değil, iktidardan alan kolluk gücün ve yargıçların tutumları, yaptırımları nedeniyle ülkemizde insan hayatının ucuzluğunu yaşıyoruz.

Tek adam rejiminin sonuçları artık somutlaşmış, “çok yaşa padişahım” dönemi başlamıştır. Türkiye halklarının güvenli, güvenceli gelecekleri için değil, kendi siyasi bekaları, kendi iktidarları için her türlü hukuksuzluğun, yolsuzluğun, yoksulluğun, şiddetin, tacizin, tecavüzün, cinayetlerin topluma reva görüldüğü bu zaman dilimi içerisinde seçimlere gidiliyor. Devletin bütün olanakları ve zor aygıtları, devletin bütün bürokratları iktidarı oluşturan; AKP ve MHP’nin emrinde ve kullanımındadır. Eşit olmayan koşullarda seçime gidiliyor…

AYM, iktidarın hedefinde olan Türkiye halklarının iradesiyle, Türkiye’nin 3. büyük siyasi partisi HDP’nin Hazine yardım hesaplarına oy çokluğu ile bloke koyma kararı almıştır. Hukuki olmayan bu siyasi kararın Türkiye halkları açısında bir geçerliliği yoktur. Gün gelecek, iktidarın borazanlığını, tetikçiliğini yapanlar, HDP ile ilgili oluşturmaya çalıştıkları algıdan utanç duyacaklardır. Her türlü şiddet, kuşatma, baskı ve eşitsizliğe rağmen HDP’li seçmenin kararlılığı, dirayeti, feraseti iktidar sahiplerinin korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Kürtlere yönelik gözaltı ve tutuklamaların temel nedeninin bu olduğu bilinen bir gerçektir.

Tek adam rejimine dayalı AKP-MHP iktidarının toplumda yarattığı erozyon, çürüme ve yoksulluk devam etmektedir. Aynı zamanda 100 yıllık Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamlarını, en büyük hukuksuzluklarını yaşadığımız bir dönemin, aynı zamanda tanıklarıyız. AKP- MHP iktidarları tarafında bizlere yaşatılanları unutmadık, asla da unutmayacağız!

AKP, kurulduğu ilk günden itibaren bugüne kadar aşamalı, plan ve programlı olarak toplumu sindirme, korkutma, baskılama, algı oluşturma, alan kapatma yönündeki her türlü faaliyeti ustalık ile sürdürmüştür. Emek ve meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, üniversiteler, muhalif siyasi partiler ne yazık ki bu tabloyu tersine çevirecek deneyim, birikim ve pratiğe sahip olmalarına rağmen bir mücadele programı oluşturamadılar. Amalar ve fakatlarla bugüne kadar siyasi ve psikolojik üstünlük, gerici, ırkçı, tekçi, piyasacı dediğimiz AKP ve MHP’ye bırakılmıştır.

Ülkeyi yönetme kabiliyetini tamamen yetirmiş olan siyasal iktidar, freni patlamış kamyon gibi muhalif tüm kesimleri silindir gibi ezmek istiyor. Türkiye halkları için bu yaklaşım “bardağı taşıran son damla olmuştur” Bu anlamıyla ceberut iktidara karşı birlikteliği sağlayan Millet İttifakını, Emek ve Özgürlük İttifakını önemli ve değerli bulduğumu öncelikle ifade etmek isterim. Yağmalanarak talan alanına dönüştürülmüş olan ülkemizde her bir yurttaş nefes almaktan zorlanır hale gelmiştir. Bir çıkış aramak aydın ve yurttaş olmanın görevi ve gereğidir.

Altlı Masa diye nitelendirilen Millet İttifakı, ülkenin ve Türkiye halklarının birçok sorununu gündemlerine alıp değerlendiriyor olmalarını son derece önemli ve değerli buluyorum. Ancak Türkiye halklarının iradesiyle TBMM’de yer alan, Türkiye’nin 3. büyük partisi olan HDP’nin Hazine yardım hesaplarına Anayasa Mahkemesinin oy çokluğu ile bloke konulma hukuksuzluğuna Altılı Masa da, altıda biri bir tek cümle dahi kurmamış olmamalarını utanç olarak değerlendiriyorum.

Siyaset, toplumsal ihtiyaçlar üzerine inşa edilmelidir. Siyasal iktidarın, rant ve ticareti üzerine inşa edilen siyaseti Türkiye halklarının yoksullaşmasını bir avuç çetenin, yandaşın ise zenginleşmesini sağlamıştır. Muhalefet, bu siyaseti tersine çevirecek politikalar üreterek halkla paylaşılmalıdır.

Millet İttifakını oluşturan altılı masaya bir kez daha dönmek istiyorum. Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı Ana muhalefet partisi olan CHP’li birinin olacağına inanıyorum. Ancak Altılı Masa CHP içinde birilerini kendileri belirlemek istiyor. Aslında bu durum CHP içine yapılan bir müdahaledir. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday gösterilmemesi yönünde de eş zamanlı bir siyasi süreç yürütülmektedir. Bu süreci en çok gündemleştiren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’dir. Meral Akşener, Altılı Masanın iktidar olması ve parlamenter sisteme geçilmesi durumunda Başbakan olacağını şimdiden deklere etmektedir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığına karşı ayak diretenlerin Başbakanlığına da, ayak diretilmesi umuduyla…

Sevgi ile kalın.

Ahmet Karagöz

Çankaya / Ankara

9 Ocak 2023