BİR KANALIMIZ EKSİKTİ Uzmanlar veryansın ediyor “ Fay hatlarını tetiklemekle kalmaz, yer altı sularına kadar her şeyi etkiler” diyor! Diyor da! Takan kim? Biz ne zaman ilme ve bilime inandık ki? Üstelik inat diye bir direnmişliğimiz var! Cahil toplumların kişi de zuhur bulmuş halidir! İnat ettiğimiz yerine getirmek bir nevi psikolojik rahatlıktır ve biz bunu başardığımız da kim ölmüş, kim kalmış canı cehenneme! Yüz yıldır hala devlet olamamanın sıkıntısını yaşıyoruz! Daha çok olmamak için de elimizden geleni yapıyoruz! Ruhuna okuduğumuz demokrasinin kalıntılarını mercekle arayıp, varsa onu da kazıyıp hafızamızdan silmek için var gücümüzle hareket ediyoruz! Bence muhalefet ve bilim bu konuda direnmemeli! Bu konuda kendimi örnek vereyim! Ne kaybedeceğim, ne kazanacağım? Orada bir metre toprak bile alma şansım yok! E, müslüman Katarlar şimdiden oraları parsellemiş! Faaliyete geçtiğinde kanala bakıp iki tek atma şansım da yok! Geriye bir fincan kahve kalıyor, onu da şimdiki parayla yüz liradan aşağı içemeyeceğine göre. .

 

 

 

BİR KANALIMIZ EKSİKTİ
Uzmanlar veryansın ediyor “ Fay hatlarını tetiklemekle kalmaz, yer altı sularına kadar her şeyi etkiler” diyor!
Diyor da!
Takan kim?
Biz ne zaman ilme ve bilime inandık ki?
Üstelik inat diye bir direnmişliğimiz var! Cahil toplumların kişi de zuhur bulmuş halidir! İnat ettiğimiz yerine getirmek bir nevi psikolojik rahatlıktır ve biz bunu başardığımız da kim ölmüş, kim kalmış canı cehenneme!
Yüz yıldır hala devlet olamamanın sıkıntısını yaşıyoruz! Daha çok olmamak için de elimizden geleni yapıyoruz! Ruhuna okuduğumuz demokrasinin kalıntılarını mercekle arayıp, varsa onu da kazıyıp hafızamızdan silmek için var gücümüzle hareket ediyoruz!
Bence muhalefet ve bilim bu konuda direnmemeli!
Bu konuda kendimi örnek vereyim! Ne kaybedeceğim, ne kazanacağım?
Orada bir metre toprak bile alma şansım yok!
E, müslüman Katarlar şimdiden oraları parsellemiş! Faaliyete geçtiğinde kanala bakıp iki tek atma şansım da yok!
Geriye bir fincan kahve kalıyor, onu da şimdiki parayla yüz liradan aşağı içemeyeceğine göre..!
Kısacası benimle ve benim gibi bu ülkenin seksen milyon insanı ile hiç alakası yok!
Rantı yiyecekler şimdiden bıyık burarken, biz çıkmış ortalığı vel veleye veriyoruz!
Tabi bu kuru gürültü ve velveleyi böylesi zor zamanlarda değerlendirmek uzmanlarının işi!
Biz zenginin malına züğürt çenemizi yorarken, Rusya’dan şeker de ithal ettik!
Hani tarım da yüzler gülecekti ya!
Rus şekeri ile üstüne bir de demli çay koydun mu, geriye Aydın havası kalır!
Zaten bir tek eksiğimiz o kaldı! Sokağa fırlayıp çifte telli oynamak!
Akrabamız oğlunun evine gitmiş, gelinden yüz bulamayınca öfkeyle eve dönmüştü! Evdekilerin hepsi bu duruma sus,pus! Gelenekler de gelin tarafından kovulmak ağır bir travma! Kayın pederin ağzını bıçak açmıyor! Evin oğlu duvardaki sazı indirip babasının kucağına veriyor! Aynı zaman da saz da çalan baba “ oğlum bu ne?” diyor. Oğlan baba hele bize iki tel çal da, neşemiz yerine gelsin” diyor!
Baba sazı bir kenara iterek “ he oğlum, zaten bir tek sazımız eksikti, bari kapıyı pencereyi aç da komşular da duysun!”
Yapın şu kanalı!
Hem de şimdi!
Her şeyimiz tamamdı ve bu keyife bir kanalımız eksikti!