Celadet Alî Bedirxan’ın arkadaşlarıyla 15 Mayıs 1932 yılında çıkardığı derginin adı Hawar.
Çığlık, bir çağrı, bir haykırış…
Dergi 15 Mayıs 1932 yılında Suriye’nin başkenti Şam’da Latin harfleriyle yayın hayatına başladı. 1943 yılına kadar 57 sayısı çıkarılan Hawar dergisi, Kürt kültür tarihi yazımı açısından bir milat sayılmaktadır. Ve derginin yayın hayatına başladığı 15 Mayıs, 2006 yılından itibaren Kürt Dil Bayramı olarak kabul edilmektedir.
İşte o bayramın kutlandığı günler yasaklarla dolu geçti. Kürt dili topyekün bir saldırı altında. AKP hükümeti ve yerel yönetimleri Kürtçe kültür ve sanat etkinliklerine savaş açmış durumda. Önce Kocaeli’de Amed Şehir Tiyatrosunun oyunu yasaklandı. Ardından Aynur Doğan’ın konseri ve sonrasında Muş’ta Metin-Kemal Kahraman konseri engellendi. Yine Bitlis’te Stêrka Karwan müzik grubunun konserleri çeşitli gerekçelerle iptal edildi.
AKP iktidarında sanat ve müzik düşmanlığı bitmiyor. Kürtlere ve Kürtlerin kültür ve sanat etkinliklerine tahammül edemiyorlar. Korona kapsamındaki tüm önlemler kaldırıldı, ancak en büyük virüs müzik olmalı ki gece müzik yasağı sürüyor. Kürtçe müzik ise gece gündüz tehlikeli sayılır. Bir bakıyorsunuz İstiklal Caddesi’nde müzik yapan gençler alınıyor, bir bakıyorsunuz tek Kürtçe derginin yayın yönetmeni gözaltında, başka bir gün Kürtçe tabela indiriliyor, Kürtçe konuştuğu için bir genç saldırıya uğruyor…
AKP iktidarı Kürtler ve Kürtçeye karşı amansız. Yasakçı, baskıcı, yok sayan zihniyet capcanlı… Ve o yasakçı, yok sayıcı zihniyet kin ve nefret biriktiriyor. Kürtçe konuştuğu, Kürtçe şarkı söylediği için öldürülenler oldu bu ülkede. Kürt yazar, sanatçı, siyasetçi için baskı, zulüm ve hapishaneler reva görülüyor.
Tarihin derinliklerindeki zihniyetin bayraktarlığını şimdi AKP yapıyor desek yanlış olmaz. Takrir-i Sükûn süreci işliyor. İnkar ve asimilasyon sürüyor. 88 yıl sonra Kürt Dil Bayramı’nda da baskılar devam ediyorsa bunun tek nedeni AKP’dir. Kayyumlar eliyle süren yasaklar yeni boyut kazanıyor. Gasbedilen belediyeler bünyesindeki Kürtçe ve çok dilli çalışmaları kaldırıldı. Kürt dili ve kültürü yasaklarla karşı karşıya kaldı. Kürtçe yayın yapan TV kanalları kapatıldı. Yasaklara ve kapatmalara rağmen yaşam mücadelesi veren Kürtçe gazeteler, dergiler, ajanslar adeta mayın tarlasında mücadele ediyor. Kürtçe eğitim veren kreşler, enstitü ve dernekler bir bir kapatıldı. MKM hep hedef oldu. MKM’li sanatçılar baskıdan kurtulamıyor.
Yüzyıl önceki zihniyetin bayrağı bugün AKP’nin elinde dalgalanıyor! Bunun en somut hali geçen hafta yaşadıklarımız. Geçen hafta yasaklar haftası oldu. Ünlü Kürt Müzisyen Aynur Doğan’ın konseri yasaklandı. Duvar resimleri kaldırıldı. Güney Koreli K-Pop Grubu konseri iptal edildi. Metin-Kemal Kahraman konseri iptal edildi.
Derince Belediyesi tüm hazırlıkları yapılan, biletleri satışa çıkmış olan ünlü Kürt Sanatçı Aynur Doğan’ın konserini son anda hiçbir gerekçe göstermeden engelledi. Detaylı inceleme yapmışlar ‘Bilinmeyen dil’ ile yapılacak etkinliğe izin vermeyecekleri kararına varmışlardı.
Metin-Kemal Kahraman’ın Muş’taki konserleri de öyle…
Diyarbakır’da “Hûn bi xêr hatin!” diyen, halka seslenirken, Kürt’ten ve Kürdistan’dan söz edip oy ve destek isteyen Erdoğan iktidarında Kürtçe şarkılara, sanata tahammül gösterilemiyor. Bir zamanlar “Megrî megrî” şarkısına eşlik eden, yasaklara karşı savaş açmış olduğunu söyleyen Erdoğan şimdi yasakların efendisi! AKP iktidarı 2002’de yağıp gürlüyordu. Erdoğan birkaç haftalık hapis yatan bir kahraman havasındaydı. Şimdi hapishaneler politikacı, aydın ve sanatçılarla dolup taşıyor.
3Y ile mücadele için geldiğini ilan etmiş olan Erdoğan yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar bitecek diyordu. O maskeli balonun yerinde yeller esiyor, maskeler fırlatılıp atıldı. AKP artık 3Y içinde yüzüyor. 20 yıl sonra Türkiye yolsuzluk batağına sürüklendi. Yolsuzluk, yoksulluk yasaklar her tarafı sarmış durumda.
Ancak mücadele sürüyor. Kürt halkı dili, kültürü ve özgürlüğü için mücadeleye sıkıca sarılmış durumda. Newroz kutlamaları bunu gösterdi. Erdoğan bu politik duruşu görüyor. Son yerel seçimlerde Kürt halkı Erdoğan iktidarının çöküşünün kanalını açtı. Önümüzdeki süreçte bu daha da büyüyecek…
Sanatçılar ve aydınlar, Türkiye’nin barış, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik isteyen halkları baskılara boyun eğmeyecek. Kürt sanatçıların asla boyun eğmeyeceği bilinmelidir. Edebiyatta, resimde, sinemada, tiyatroda, müzikte, tüm sanat alanlarındaki duruş ve üretim sürüyor, sürecek.