Herkes kendisi olduğu için mutlu iken peki Kürtler ?
Dil ve kültür ilişkisi direkt, paralel ve organiktir. Kürt halkının bu nedenle, öncelikli mücadelesi dil yasağı konusudur. Kürtçenin eğitim dili olamaması ve resmi dil olarak kabul edilmemesi, kültürü de aşındıran, unutturan, hatta yok eden bir etkendir Bu nedenle; asimilasyon politikasının ilk eylemi, her zaman önce dile dokunmak olmuştur.
Kürtçe sadece “bir zamanlar, yasaklanmış, anlaşılmayan bir dil” değildir, hali hazırda yasaklı bir dildir. Kanıtı da; resmi işlemlerde kullanılamaması, eğitim dili olamaması ve bu şekilde, edebiyatına dahi müdahale edilir oluşudur.
Türkçe ile ilgili sürekli tartışmalar yapılır. “Türkçeyi kaybediyoruz”, “Türkçe Türkçe olmaktan çıkıyor” diye. Bu tartışmaları ortaya çıkaran en önemli sebep, Türk kültürünün kaybolması ve asimilasyona uğraması kaygısıdır.
Yani her halk özgünlüğüne, kültürüne, benliğine sahip çıkma çabasında ve mücadelesindeyken, peki Kürt neden konuşamasın ?
Kimden izin alacak ?
Neden izin alması gerekiyor?
Kürtlerin dillerine sahip çıkma mücadelesi, kendisine ve kültürüne, yani kimliğine sahip çıkma temeline dayanır…