ARSIZ VE HAKSIZ ZAMANLARDAN GEÇİYORUZ Kötülük mü;, o artık bütün evresini tamamlamış kozasında ve her yer de arsızca boy gösteriyor, yüzü hiç kızarmadan. Okulda, sokakta, işte, evde.
ARSIZ VE HAKSIZ ZAMANLARDAN GEÇİYORUZ
Kötülük mü;, o artık bütün evresini tamamlamış kozasında ve her yer de arsızca boy gösteriyor, yüzü hiç kızarmadan.
Okulda, sokakta, işte, evde...
Her yerde her an görmek ve onunla karşılaşmak olağan 'artık. Eskiden bu arsız kötülük, dışarıya başını dahi çıkarsa gereken cevabını alır, siner ve susardı. Azalır, yok olurdu. Beyaz bir halkanın içinde siyah küçük bir noktaydı. Şimdiler de ise, genişledikçe genişledi ve saklanmaya dahi ihtiyaç duymacak kadar cesaretlendirildi, yüzünün perdesi yırtıldı.
İyilik mi; o son dönemlerde kayıp, fazlasıyla utangaç, mahçup ve korkak...
Çünkü siyah halkanın içinde beyaz bir nokta gibi kaldı ve haliyle göze fazla çarpıyor. Sonra herkes el birliğiyle üzerine çullandı garibin ve öldüresiye dövüyorlar onu. Kimi, sessizliğiyle, umursamazlığıyla, kimi, teşvik ederek, kimi artık kötülük yapmaktan hiç korkmayarak...
Düşünün ki; bir işte çalışıyorsunuz ve bir sabah işinizden, hiç bir hakkınız verilmeden kovuluyorsunuz. Haklı olarak hakkınızı arıyorsunuz ve bu yüzden saldırıya uğruyorsunuz, sözlü ve fiziki şiddete maruz kalıyorsunuz.
Üstelik kadınsanız bütün bunlarla karşılaşmak çok daha olağan bir hal alıyor....
Reyhan Kara'ya yapılanlar da tam anlamıyla bu.
"İstanbul Esenyurt'ta bulunan Cihan Tekstil'den tazminatını alamadan işinden çıkarılan işçi Reyhan Kara, işyerinin önünde basın açıklaması yapmak isterken işyeri sahibi Şükrü Üner'in saldırısına uğradı ve taşla kafası yarıldı"..