Sınır ticareti yapan köylülerin üzerine helikopterden ateş açıldı. 14 yaşındaki Hakkarili Vedat Ekinci yaşamını yitirdi, bir köylü de ağır yaralı.
Sınır ticareti yapan köylülerin üzerine helikopterden ateş açıldı. 14 yaşındaki Hakkarili Vedat Ekinci yaşamını yitirdi, bir köylü de ağır yaralı...
Hafızalarda derin bir etki bırakan Roboskî Katliamı da sınırda gerçekleştirilmişti…
Savaş uçaklarıyla bombalanmıştı yoksul köylüler…
Kürt köylerinin arasına çekilmiş sınırlar mayın doludur; savaş uçakları, helikopterler, İHA’lar SİHA’lar, Dronlar tepelerindedir gece gündüz köylülerin…
Bağırsan duyar öte taraftaki kardeşleri, ancak ulaşılmazdır yollar…
Roboski’de çoğu çocuk 34 Kürt katledilmişti…
Katliamın üzerini örttüler… Asker, arkasında hükümetin sağlam elini buldu… Yeni bir mutabakatı da Kürtlerin ölümü üzerinden sağlamış oldular…
Ondan sonra ne barış, ne müzakere, ne çözüm…
Peki ya Saraydakilerin çocukları…
Onlar için sınır var mı?
Erdoğan’ın çocukları için ticarette sınır yok…
Peki ya Binali Yıldırım’ın çocukları…
Önceki gün saraydan seslenen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, meydan okudu…
“Gelin ulan…”
“Oligarklara, onların en büyük silahı faiz belasına meydan okuyoruz. “ dedi. “Evet, topunuz gelin! Biz buradayız, vazgeçmeyeceğiz.”
Peki ya çift maaş…
Ya saray çevresinin oligarklaşmış olduğu gerçeği…
Aynı gün Fatmanur Altun da medyada gündemdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim başkanı çift maaş alıyormuş…
Bir maaş Saray’dan bir maaş şirket yönetim kurulu üyeliğinden…
Arpalıktan… Borsa İstanbul YK Üyeliğinden de ballı bir maaş…
Eşi Fatmanur Hanım bir maaşı üniversiteden ikinci maaşı THY Yönetim Kurulu üyeliğinden…
CHP’li Özgür Özel konuyu gündeme taşıyınca Saray görevlisi “heyttt” diye çıktı ortaya…
Faizcilere meydan okudu… Rantçılara, haksız kazanç elde edenler karşı nasıl amansız olduklarını açıklayıp, kılıç salladı…
Çift maaşlı Fatmanur Hanım da çıktı sahneye; “Devlet adamlarının yediklerini, içtiklerini, giydiklerini sorgulamak, yazmak doğru değil” dedi…
Ejder meyveli Smoothi’den Saray menüsünden, millet aç, işsiz perişanlık içindeyken, 50 bin dolarlık çanta taşıyan hanımefendilerden, vakıflardan, kamu mallarının çarçur edilmesinden bahsetmeyelim istiyorlar…
Çocuklarının Gemiciklerinden söz edilmesin istiyorlar…
İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminde boyunun ölçüsünü alan Binali Yıldırım’ın çocuklarının dünya sularında yabancı ülke bayrakları dalgalandırıp sınır tanımazlığından söz etmeyelim…
Onlar için ithalat kolay, ihracat kolay…
Saray’a, mahdumlara, yandaşlara tüm ülke sınırlar açık… Karada, havada denizde… Onlar sınırları, denizleri, okyanusları aşabilirler… Yahudi, Hristiyan, dindar, dinsiz fark etmez, uluslararası ortaklar, ortaklıklar bulurlar… Amerikalı, Alman, Rus, Latin… İsrailli… Onlara ortaklık serbest…
Ama Kürt genci az ötedeki köye bile gidemez… Aralarındaki dereyi geçip iki kilo çay getirip satamaz. Sınırı geçince bölücü olur, terörist olur, dış güçlerin işbirlikçisi olur… Kaçakçı olur…
Ne mayın, ne helikopter bilir onların çocukları için…
Gemiler, TIR’lar, filolar, uçaklar… Onlar Saray’dan çıkarılan bir yasayla anında milyarlarına milyar katacak olanaklara kavuşurlar…
Anında tüm sınırlar yol olur, deniz olur onlar için…
Peki ya körpe bedeni delik deşik Hakkarili yoksul Kürt köylüsü …
Ya okul çağındaki çocukların ekmek parası için yollara düşmesi halinde tepelerine yağan bombalar…
Ya Roboskî…
Ya Hakkari…
Ve daha iki gün önce öldürülen Vedat Ekinci…