KADINLAR GÜNÜ MÜ DEDİNİZ
Günde ortalama beş kadının öldürüldüğü bir ülke vatandaşıyım!
Belki daha fazladır ama biz basına yansıyan üzerinden konuşalım!
Seksen beş milyonluk bir ülke ve seksen bir ili var.
Hele bir bakın kaç tane kadın Vali ve Kaymakam var?
Ya da kaç tane Belediye Başkanı?
Ya parlamento?
Sadece altıda biri kadın ve bunların üçte biri zaten istenmeyen partiye ait!
Bu ülkede kadın rahatlıkla sokağa çıkıp dolaşamıyor ve istediği kıyafeti giyemiyor ve kıyafet tecavüzcülere savunmada iyi bir tahrik malzemesi!
Küçük yaşta tecavüze uğrayınca, tecavüzcüsüyle evlendirilmek gibi daha beter bir vahşete mecbur bırakılıyor!
Ne yapsın o da, ancak böyle namusunun kurtulacağına inandırılıyor ve ömür boyu sıralı işkenceler onu bekler de, kimse sesini duymaz!
Duysa ne olacak?
Kuyruk sallamasa tecavüze uğramayacaktı!
Ömrünün geri kalan kısmını kötü kadın olarak tamamlayacak ve belki de erken ölmesi, dualarının kabulüdür!
Şimdi bir sürü süslü laf duyacağız!
Ben bu tür laflara hiç bir zaman inanmam ve inanmadım!
Ben görünür olana bakarım!
Yukarıda saydığım tabloya bakarım!
O tabloya itirazınız varsa buyurun sizi dinleyeyim!
İşte o tabloyu yaratanlar utanmadan savurup üfleyecekler!
Vay “ cennet anaların ayağı altındaymış, kadına kalkan eller kırılsınmış...” falan!
Bunu diyenler önce ellerini kırsınlar! Yani resmî ağızlar ve ülkeyi bir kadın cehennemine çevirenler!
Siz hala tek ayakla dünya ligine sıçrayacağınızı mı zannediyorsunuz?
Yaşam iki ayaksa, biri kadındır ve siz o ayağı kesip atmışsınız!
O ayağı kesince tek ayakla ancak “ seksek” oynarsınız!
Oynuyorsunuz da!
Üstelik düşe kalka ve toza çamura bulanarak!
Ben burada bu gün vesilesiyle “ gün görmeyen kadınların” sadece acılarını paylaşıyorum!
Bir eli balda, bir eli yağda olanların dilek ve temenniye zaten ihtiyacı yok!!
Hasan ŞAHİN