Eğitimci ve Yazar Sevim Alagöz, bugünkü köşe yazısında, "Kutsal Aile ve Narin" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Kutsal Aile ve Narin

Küçücük  ve narin bedenini bir çuvala koyup dere kenarına bırakmışlar . Tam on dokuz gün profesyonel ekiplerle defalarca arama yapılan yerde bulunmuş üstelik. Şu anda tutuklu olan amca da katılmış aynı bölgedeki arama çalışmalarına. Yavrucuğun otopsi sonuçları da yok ortada, ölüm şekli ve zamanını açıklamıyorlar. Yani on dokuz gün boyunca çocuğun cesedi bir çuval içinde oradan oraya dolaştırılmış çember daralıp  komuoyu baskısı da artınca  dere kenarına “gelip alın “der gibi bırakılmış. Amca tutukluyken Narin’in cesedini günlerce birileri sakladı ve dolaştırdı. Küçücük köyde hani mutfakta pişen yemeğin kokusunun tüm evlere doluştuğu, hapşırsanz herkesin duyduğu bir yerleşim alanında bir çocuk katledildi ve on dokuz gün çuvalda dolaştırıldı köy içinde. O yavrunun kokan cesedi tüm köyü , dolaştırıldığı araziyi nasıl olurda sarmaz. Narin, görmemesi gereken bir şeyleri gördü ve bu yüzden katledildi. Ortada organize olmuş katiller  var ve tek kişi tutuklu.  Amcanın siyasi bağlantıları, HUDAPAR’a üyeliği gündeme gelince alel acele buna bir tepki oluşturuldu ve genel başkanları  çocuğun cesedinin bulunmasından sonra açıklamalarda bulundu. Şüpheli katilin partiye üyeliği inkâr edilmedi, sadece biz çocuklara kıymayız gibilerden bir açıklamayla geçiştirildi.

  Narin, katil zanlısı amcanın evinde ne gördü, asıl mesele bu! O evde, savcılık ve kolluk kuvvetleri incelemelerde bulunup görülmemesi gerekenleri  tespit edip tutanaklara geçirdi mi?  İktidar Partisi Diyarbakır milletvekili  Ensarioğlu’nun   ” …Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var çünkü aile de bizim dostlarımız, konu çok hassas  düzeyde olduğu için onları da üzecek bir şey söylemek  istemiyoruz” itirafları yargıya intikâl edecek mi ? Ve en önemlisi  yargı bu cinayet davasında bağımsız işleyecek mi? On gün önce soruşturmayı yöneten ve basın karşısına geçip “Narin’i bulmamız ve komuoyula paylaşmamız an meselesi”diye konuşan jandarma komutanını kim ya da kimler engelledi ve susturdu?

   Olayla ilgili tüm gerçekler ve detaylar muhakkak ki kolluk kuvvetleri ve yargının elinde var, ama kamuoyuyla asla paylaşılmayacak. Bizler de gerçeği, cesur birkaç gazetecinin ve duyarlı insanların bu konudaki sosyal medya paylaşımlarından öğreneceğiz.

   Gerçekler elbet su yüzüne çıkacak ama benim tahminim Narin, destursuz girdiği o amca evinde ya ensest ya da daha çarpık bir ilişkiye tanık oldu. Çocuğun konuşacağını düşündükleri için o evden ayrılmasına izin verilmedi ve kandırılarak öldürüleceği yere kadar kendi ayaklarıyla götürüldü.  Cenazesi çürümüş halde defnedildi ,üzeri toprakla örtüldü. Sıra bu olayın ve faillerinin üzerini siyasi tanıdıklarla örtmede. Çok geçmeden amca, delil yetersizliğinden serbest bırakılır. Bu işe ortaklık edenler ve olayı görüp- bilip de susanlar da unutulacak, Narin’in hesabı mahşere kalacak.

Üç yaşında tecavüz edilip öldürülen Müslüme (dede, aynı zamanda biyolojik babası).Üç yaşındaki Alperen, dört yaşındaki Leyla, Erzurum’da yatılı Kuran Kursu’nda okuyan yedi çocuğa, Maraş’ta Kuran Kursu’ndaki çocuklara, Adıyaman Gerger İmam Hatip Ortaokulu’nda on sekiz çocuğa, Karaman’da Ensar Vakfı ve KAİMDER’e ait evlerde kalan kırk beş çocuğa tecavüz, on dört yaşında boğazı kesilerek öldürülen Sıla… Saymakla sayfalara sığdırılamayacak kadar  tecavüz ve çocuk cinayetleri listesine eklendi Narin. Kutsal aile,kutsal devlet anlayışının ve dayatmasının pratik sonuçlarıdır bunlar ve maalesef  faillerin tümü erkek.