Z(S)ORUNLU AHLAK DERSİ

Ön sıfatında, “yazar ve hoca” olarak kullanılan bayanın, YouTube kanalında söyledikleri iki gündür sosyal medya ve haber sayfalarında dolaşıyor. İki defa izledim programı. Bayanın, din konusunda kendine verilen yetkiye dayanarak,“Ateizmi öldürdük biz, şimdi deizmi öldüreceğiz inşallah, az kaldı. Ateizm tüm dünyada bitmiştir. Çok kalıntıları böyle, çirozları mirozları var…” sözlerini öyle üst perdeden söylüyor ki. Sohbetin devamında, “Ateizm çok mantıksız. Baktılar ateizm bitiyor, deizmi hortlattılar. Dinsiz de demiyorlar, deist diyorlar. Deizm ve ateizm arasında fark yok onların arasında hepsi hikâye yani, ikisi de hayvanlık âlemi gibi bir âlemdir. Nasıl? Söyleyeyim; Deizmde bir adam kızıyla evlensin hiçbir sakınca yoktur. Bir insan anasıyla babasıyla evlensin hiçbir sakınca yoktur. Erkek erkeğe, hangi ülkedeydi hatırlamıyorum, köpeğiyle nikâh yapan vardı. Bu kadar rezillik, bu kadar aşağılıktır ateizm ve deizm…” diye devam ediyor sohbet.

O bayanı, aklım ve insan duygularımın tüm sınırlarını zorlayarak ve kadınlık bilincimin tüm yanlarıyla sorgulayarak dinledim. Mevzu, inanç ise, benim de inandığım çokça değer var. İnanç boyutundan bakmaya çalışmamın nafile olduğuna karar verdim. Anladığım tek şey; bayanın, hitap ettiği kesimin ve onun gibi düşünenlerin ne menem şey olduğu… Hani yine de tüm iyi niyetimle bu konuşmalara olumlu yönünden bakmak gerekir diye düşündüm. Bence, cahilliğin güzel yanlarını sıralamış bize. Nasıl mı? Söyleyeyim;

Hem öğrenmek adına kafa yormuyorsun, hem de her şeyi biliyorsun. Üstelik bir o kadar da cesur, cüretkâr ve özgüveni tavanlarda yapıyor insanı.

Had bilmek zorunda değilsin, had bildiren oluyorsun. Ne kadar çok cahillik, o kadar profilin yüksek oluyor!

Kariyer basamaklarını üçer- beşer değil adeta uçarak tepeye oturup en zalımından ahkâm kesiyorsun. Liyakat kavramı senin için değil zaten!..

Ne iştahsızlık, hazımsızlık ne uykusuzluk ne de ekonomik sıkıntı çekiyorsun. Paran yoksa da bin şükür çekip cebinden çalınanları görmezden geliyorsun. Sorgulamayan o kafa, yastığa beş kala uyuduğundan mutluluk ve huzur o biçim!

İki tövbeyle günahlarından arınmış pür-ü pak, en doğrucusundan Davut bile oluyorsun. Başkasının onur, gurur meselesini sen iki küfür, iki hakaretle savuşturuyorsun.

Memleketin her dağında, tepesinde açılan maden ocakları, çevre kirliliği, soyu tükenmekte olan hayvan ve bitkiler, termik, nükleer santraller, HES’ler, bilcümle doğa katliamı ile ilgili söylenmiş tek cümlen yok. Yok, çünkü doğaya yapılan bu kötü muameleler, Allah’ın senin için verdiği nimetlerden faydalanman içindir sadece. Bu sorunları dile getiren ve dert edinenlere de ”Bu insanlar ne saçma ve gereksiz şeylerle uğraşıyor! Allahın verdiği nimetler biter mi?” diye umursamıyorsun ya da gülüp geçiyorsun. Yani bol tebessüm ve hangırdayarak gülmek de cahilin nasibi.

Velhasıl cahil olmak güzel şey... Hayatı başkalarına zehir ederek, başkalarının emeği üzerinden en çok da sen hakkınmış gibi yaşıyorsun. Rasyonel aklı ile dünyayı ve yaşadığın çevreyi senin adına da koruyup kollamak için bilim ve teknolojiyi kullananlara saldırıyorsun. İşin en acı tarafı da siyaset, en çok senin gibilerin üzerine üretilen söylemlerle yapılıyor. Medya senin ağzınla konuşur. Siyasetçi, senin gibi senin seviyende konuşur. Eğitim, sendenden daha çok çoğalsın diye sistemi ona göre ayarlıyor. Siyasal İslam, senin sayende bin yıllardır palazlanıyor. Senin sayende aç gözlü egemenlere itaat ve biat ediliyor. Sayende, şekilden şekle girip en çok da kadın ve çocukların hayatını mahvediyor. İnandığın dinin sayesinde uçkurundan başka kafana taktığın hiçbir derdin olmuyor. Tek derdin; baldız, genç kaynana, üvey kız çocuğuna nikâh düşer mi? Babanın kız çocuğuna şehvet duyması, kadın ve erkeğin tokalaşması helal mi haram mı? Ateizm ve deizmi bile felsefi düşünce terimi olarak açıklamak yerine, sapıkça cinsel ilişkiler üzerinden anlatılınca anlayabiliyorsun, Kafan yerine uçkurunu nasıl daha çok çalıştıracağınla ilgili fetvalar, tavsiyeleri dinleyip huzur içinde dilediğini yapabilirsin.

Kapitalizm, en çok seni sömürüyor. Çünkü hedef kitlesi sensin ve sayende çok güçlü. Ama olsun… Sana neyi, nasıl ve ne kadarını düşüneceğini söylüyor, seni kafa yorgunu yapmıyor yani. Çalışan kaslarından en iyi şekilde faydalanıyor. En çok çalıştırmanı istediği kaslarını ve organlarını çalıştırtıp senden, kendisi için çalışacak nesilleri de yaptırıyor. Ama sen tüm bunlardan habersiz, başka hayatların kararması, mahvolması hiç rahatsız etmeden mutlu mesut yaşıyorsun. Hele bir de seni serseri mayına dönüştürerek, istediği yerde kullanıp patlatıyor ya cehaletinle ölmeye ve öldürmeye koşa koşa gidiyorsun ya, işte o yüzden sömürü düzeni siyasetinin en sevdiği kesim sensin. Cahilliğin senin için güzel şey; ama kafası ve yüreğini bilim ve sevgiyle doldurabilmişler için bir felaketsin!

Yıllardır, okullardaki z(s)orunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin planlanan hedeflere ulaştığını söyleyebiliriz. Bu derslerde, ahlaklı olmak için dine gerek olmadığının hiç anlatılmamış olduğu, bu bayanın şahsı ve temsil ettiği kesim bize bunu teyit ediyor.