Biz Dersimliler için kara bir gündür.
4 Mayıs 1937’de bakanlar kurulun aldığı karar ile Dersime başlatılan terteledir.
Genç Cumhuriyete için Dersim bir sorundu. Nedeni ise; Cumhuriyetçiler bir Ulus Devleti yaratmak istiyordular. Ulus devlette; tek dil, tek bayrak, tek din olarak tasarlanılmıştı. Bu tekçi zihniyet için Dersim artık bir çıban başı olmuştu. Soykırımın ana temeli burada yatmaktaydı.
Çünkü Dersim, Türk ve Müslüman değildi. Terbiye edilmesi artık şarttı. Böylece 1925’te çıkarılan şark ıslah planıyla şiddetli asimilasyon başlatılmış oldu. Bu hareketin hedefi elbette Dersimlilerin kültürel, siyasal ve inançsal olarak ortadan kaldırmaktı.
İşte bugün Dersimde yapılan anmaların neden ve sebepleri ta o günlere dayanmaktadır.
1937-38’de yapılan soykırımı unutmadığımızı, o acıları yeniden yaşadığımızı böylece kamuoyuyla paylaştık. Geleneksel bir hal almış bu anma fakat devletin yetkilileri bu meseleye kulaklarını tıkamaya devam ettiklerinde görmüş olduk.
Toplumsal barışın artık kaçınılmazdır. TBMM bu meselede birinci dereceden sorumludur. Çünkü, kırımın yapılması için TBMM’de karar alınır, Derimsin acılarıyla yüzletilmesi de oradan başlatılmalıdır.
Söz konusu sadece Elâzığ buğday meydanında yaşı küçültülerek idam edilen Seyit Rıza ve yaşı büyütülerek idam edilen Seyit Rızanın oğlu ve yol arkadaşları mezar yeri değildir.
Binlerce Dersimlinin mezarı bilinmiyor.
Sorunun çözüm meselesi dünyada soykırımlar yapanların torunları, meseleyi nasıl çözmüşlerse bizim bu sorunumuzun da artık tartışılmasını istiyoruz…Çözümü tartışarak bulmak en doğrusudur.