Seçimler yaklaştıkça televizyon, sosyal medya ve haber sitelerinde sadece bu konuyla ilgili haberler mevcut. Bir de sokak röportajları yapan internet tv.leri var. Röportajların konusu genelde hayat pahalılığı-geçim derdi ve seçimler. Toplum olarak nefesler tutulmuş, artık son kulvara giren siyasi partilerin ittifak arayışları, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda partilerin karşılıklı atışmalarını izliyoruz. Yüce Türk milleti, mülteciler, terörist Kürtler, dinsiz Aleviler, Ermeniler, bayrak, başörtüsü, bir de kim niyetleniyorsa artık susturulmaya çalışılan ezanlar gündem konuları oluyor genelde. Bilmem hangi araştırma şirketinin haftalık seçim sonuçları ile ilgili sonuç ve tahminleri de var. Memleket koca bir ganyan bayii, altılı ganyan oynuyoruz sanki… Geçtiğimiz günlerde altılı masaya bir parti daha katılmak istediğini beyan etti, katılırsa; yedili plase de oynanabilir.
Seçimleri dört gözle bekleyen iyi niyetli seçmene buradan söyleyeceklerim var. Hipodromda dörtnala koşsun diye üzerindeki semere binilip kamçılanan at sensin! Yiğitsin, hoşsun, asilsin fakat yuların başkasının elinde. O yüzden seçim sizin yaşam şartlarınızı değiştirmeyecek ki. Çünkü sömürü sisteminin kuralında devlette devamlılık esastır. Siz yine çalışmasanız da vergi ödeyeceksiniz. Yine zenginlerin, bürokratların ve siyasetçilerin çocukları asker ya da polis olup şehitlik mertebesine ulaşmayacak. Yeni seçilen vekiller (ki bunlar öncesinden vekillik yapmış ya da ekonomisi- nüfuzu yerinde olanlardan seçilecek) bakanlar yine en yüksek maaşla lüks ve zırhlı arabalara binecek ve trafik kuralları onlar için geçerli olmayacak. Yine sınırsız hak ve imtiyazlar onların olacak. Yine en yağlı ballı ihaleler yönetimdeki siyasetçilerin yakınlarına gidecek. Çocuğunuzu işe yerleştirebilmek için yine torpil arayacaksınız. Siz yine bir milletvekili, bakan ya da valinin eşi-akrabası kadar itibar göremeyeceksiniz. Yine adalet saraylarının kapısından yüz geri edileceksiniz. Yine bir ev ya da araba sahibi olabilmek için yıllarca kredi ödeyeceksiniz. Yine Millet Meclisinin mutfağında ucuza pişen bol etli, yağlı çeşit çeşit yemekler sizin tencerenizde kaynamayacak. Vekillerin, 56 bin liralık maaşlarının yanında yılda altı defa, bir maaş kadar da ikramiyelerinin sizin payınıza düşeceğini mi zannediyorsunuz? Siz yine sadece iki yıl çalışıp emekli olamayacaksınız. Siz yine bir montu, bir ayakkabıyı taksitle alıp taksit taksit yaşayacaksınız.
Devamlılık esas derken bunlarda olacak... Yurdun çeşitli bölgelerindeki orman ve ağaç katliamlarından sonra yapılaşmaya açılmasının hesabı sorulmayacak. Mesela Şırnak Barosu ile Çevre Ve Kent Komisyonu’nun açıkladığı verilere göre ormanlık alanın yüzde sekizi yok edilmiş durumda. Bölge halkının haykırışlarını duyan olmadı. Ağaçlardan arındırılan bölgeye bir de maden arama ruhsatı çıkarıldı mı iş tamamdır. Erzincan İliç’teki gibi maden ocaklarında sülfürik asit, siyanür, nitrik asit ve arsenik gibi zehirlerin kullanılması kaçınılmaz olacak. “Sur’u Toledo gibi yapacağız.” diyerek insanların evlerin başına yıkanlardan hesap sorulmayacak. Jet hızıyla kamulaştırılıp on beş mahallede yıkım başlatanlardan, yeni yapılan binalara konan tüccarlara ve zenginlere hesap sorulamayacak. Yine 1995’den beri Cumartesi Anneleri, siyasi cinayetlere kurban giden yakınlarının faillerini ve cenazelerinin kemiklerini aramaya devam edecek. 80 darbesi ve sonrasında olduğu gibi cezaevlerindeki işkence ve ölümlerin failleri yargılanmayacak. Sadece doksanlı yıllarda on yedi bin faili meçhul cinayetin sorumluları ve planlayıcıları ortadayken onlara asla hesap sorulmadı, sorulmayacak. Haziran 2015 seçimlerinin 1 Kasım’da yenilenmesine ve bu süreçte 862 insanın katledilmesine neden olanlar hesap vermedi, vermeyecek… Hatırladığımız örnekler öyle çok ki yazmayla bitecek gibi değil.
Gelin, ganyan ya da yedili plase oynamayalım ama bahse girelim. Tüm güven ve umutlarımızı “Yılkı Atları” üzerine oynayalım. Hani şu ehlileştirmek için dört duvar arasına kapatılıp korkutulan, döverek eziyet ettikleri halde boynuna yular, sırtına semer takamadıkları “Yılkı Atları”. Eşitlik, özgürlük ve adaletin, bu atların şahlanışı ve yelelerinde geleceğine bahse girelim!