Yazar Yüksel Mutlu'un bugünkü Kadın Ekin'deki köşe yazısında " Gençlerin düşürüldüğü uyuşturucu batağı"başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Gençlerin düşürüldüğü uyuşturucu batağı

Madde bağımlılığı birden oluşan bir durum değil elbette, ağır ağır gelişen bir süreç ve bu süreçte ailelerin çok dikkatli olması gerekiyor birinci derecede bu çok önemli. Bir kere kullanmakla bir şey olmaz “ben bağımlı olmam” sadece bir kere denedim, merak ettim arkadaşım iç dedi bir şey olmaz… gibi gibi cümlelerle başlayan şey sonunda gençte kabul, ve bir olumsuz savunma geliştirir

Gençler üzerinde büyük tehlikeler var bunlardan birisi de uyuşturucu madde bağımlılığıdır. Tabii bağımlılık ve madde bağımlılığı farklı şeyler bunları da ayırmak gerekiyor. Uyuşturucu madde bağımlılığı bağımlılığın bir versiyonu. “Maddenin beyni etkilemesinden kaynaklanan, maddenin keyif verici etkilerini duyumsamak veya yokluğundan kaynaklanan huzursuzluktan sakınmak için, devamlı veya periyodik olarak madde alma arzusu ve bazı davranış bozukluklarıyla karakterize bir beyin hastalığı” olarak tanımlanabilmektedir (Uzbay, 2018: 32).

 Bu konu üzerine hepimizin kafa yorması gerekiyor, sadece konuşmak değil, eylemek pratiğe geçirmek gibi önümüzde acil ertelenemez bir durum söz konusu çünkü her geçen gün artan neredeyse ilkokul çağına kadar düşen bir madde kullanımı söz konusu. Madde bağımlılığını evrensel olarak da bir toplum sağlığı sorunu olarak görmek gerekiyor. Çünkü sadece kişiyi değil onun ailesini, bir bütün toplumu etkileyen ve dolayısıyla sağlıksız bir gençlik, itiraz edemeyen hastalıklı, düşünemeyen, sorgulayamayan, amaçsız, geleceksiz, özgüvensiz bir toplumun temelleri atılmış oluyor. Peki bu kimin işine yarar bu çok açık değil mi? yönetenin, egemenin, kapitalizmin işine yarar.

Madde bağımlılığı birden oluşan bir durum değil elbette, ağır ağır gelişen bir süreç ve bu süreçte ailelerin çok dikkatli olması gerekiyor birinci derecede bu çok önemli. Bir kere kullanmakla bir şey olmaz “ben bağımlı olmam” sadece bir kere denedim, merak ettim arkadaşım iç dedi bir şey olmaz… gibi gibi cümlelerle başlayan şey sonunda gençte kabul, ve bir olumsuz savunma geliştirir. İstediği zaman bırakabileceğini sanır kendince bir savunma mekanizması geliştirir. Fakat zamanla kullandıkça hem zaman aralıkları hem de miktar yetersiz gelmeye başlar. Ve buna devam eder…işte bu noktadan sonra karmaşık bir süreç başlar. Burada kişinin ailesiyle ilişkilerini, toplumla ilişkilerini, iş hayatındaki durumunu, sosyal çevresini olumsuz etkiler. Oysaki sağlıklı düşünen genç çevresiyle, toplumuyla, ailesiyle, sosyal çevresiyle dengeli, düzeyli sağlıklı ilişki kurma halidir. Düşünür, eleştirir, eyler, mücadele eder, her şeyi göze alır, değişim ve dönüşümden yanadır, devrimcidir.

Dünyanın birçok ülkesinde ticareti yapılan, alınıp, satılan birçok ülkeye bela olmuş bu durumla neden baş edilemiyor bu sadece uyuşturucu tacirlerinin para kazanma arzusu olabilir. Nihayetinde öyle hadi onlar gençlerin, yeni nesillerin düşmanı bunu biliyoruz peki iktidarlara devletlere ne demeli ülkeler arasında sevkiyatlar yapılıyor. Basından izliyoruz mesela Türkiye’ye uluslararası anlamda narko devlet demek bu maddelerin bu topraklardan rahatça geçtiğini anlatmıyor mu? Bu kadar rahat diğer ülkelere geçen bu bağımlılık yaratan maddeler bu ülkenin gençlerini ne hale getirir. Uyuşuk bir toplumu yönetmek muhalefetsiz bir ülke onlar için daha kolay. 21. yüzyıl başında teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde uyuşturucunun bu kadar zararlı, tehlikeli, yayılma eğiliminin yüksek olduğunun bilinmesine rağmen önleyici ciddi tedbirlerin alınmaması “transit” ülke konumundan  olan bu coğrafyada uyuşturucu tacirlerinin yerli işbirlikçilerini yaratmak sektör oluşturmak içi yönelecekleri bilinmez mi? Elbette bilinir…

Gençlik büyük risk altında ve aileler çaresiz, dramatik hayatlar, işlenen suçlarda artış… Önlemler yetersiz. Oysa birçok şey yapılabilir, hepimize düşen ödevler var.

Ülkemizde gençliğin bu kadar risk altında olduğu artık okul önlerinde torbacı tabir edilen kişilerin uyuşturucunun her türünü ve hatta gelir düzeyine göre sattıkları bu maddeler için güvenlik güçleri neden yeterli önlemler almıyor. Bugün en ücra köşeye bile giden bu madde bağımlılığı yaratan şeylerin önüne neden geçilmiyor küçük genç bir grup yaşadıkları bir haksızlığa antidemokratik uygulamalara ses çıkarmaya sokağa çıksalar en sert şekilde kolluk güçlerinin şiddetiyle karşılaşıyorlar. Fakat bağımlılık yaratan bu maddelerin insanlardan, gençlerden uzak tutulamamasının iyi niyetle izah edilmesi mümkün değil.

Örneğin, bunu kullananı suçlu görmekten ziyade bir sağlık sorunu olarak görüp kişiyi hızla tedavi etme yoluna gidilmeli. Maddeyi bırakmayanlara göre programlar devreye konulmalı. Bunun gibi birçok konu devletin görevleri arasındadır. Çaresiz, geleceksiz, umutsuz bir gençlik varken ara sıra TV haberlerine düşen görüntülerin dışında toplumun, ailelerin, STK’ların, siyasi partilerin, sağlık kuruluşlarının bu konuya el atması sonuç alıcı çalışmalar yapması önemli, yoksa gençlik büyük  tehlike ile karşı karşıya…