Ön seçim kararı ile birlikte delegeler olarak yaptığımız eleştirilerin özeleştirisini de biz pratikte, sandıkta vereceğiz. Bu da halkımıza bizim sözümüz olsun!
Hep siz yanlış yapacak değilsiniz, bırakın yerel de yanlış yapsın!
14 Mayıs Genel Seçimleri sonrasında Haziran ve Temmuz aylarında, “İple iradesine sahip çıkan politik Kürt seçmen, ittifaklar ve 'yeni yüzler'” ve “’İttifak’, ‘denge’, ‘yeni yüzler’ mi; emekleri görünmeyen emekçiler mi?” başlıklı iki yazı kaleme almıştım. Her iki yazıda da (bu yazının sonundaki linklerden okunabilir) genel olarak, ittifak, denge ve yeni yüzler bağlamında, belirlenen aday profillerinin politik Kürt seçmeni ikna etmediğini; tersine tabanın, partiye emek veren, bedel ödeyen emekçileri aday olarak görmek istediklerini yazmıştım. Başka eleştirilerin de yer aldığı bu yazılara farklı kesimlerden olumlu/olumsuz pek çok eleştiri geldi. Ancak bu yazılar herkese açık bir internet sitesinde yayınlanmış olmasına rağmen, gelen eleştiriler aynı mecrada ve açıklıkta değildi. Eleştiriye açık, samimiyetimle emek veren Welatparêz bir Kürt olarak, her yazının altında bulunan yorum kısmına yazılacak bir değerlendirme bile çok daha anlamlı olurdu. Bunun yerine özel mesajlarla iletilen eleştirileri samimi bulmadığımı öncelikle belirtmek istiyorum.
14 Mayıs Genel Seçimleri’nden sonra Kürt siyaseti, tabanıyla toplantılar, konferanslar yaptı; il-ilçe kongrelerini gerçekleştirdi. Tabanından gelen eleştiriler ve özeleştiri süreciyle çıkardığı sonuçlarla 31 Mart 2024’de yapılacak yerel seçim için stratejisini, yol haritasını belirledi ve seçim hazırlığına başladı. Yakından izlemeye çalıştığım bu süreçteki gözlemlerim, daha önce yazılarımda değindiğim pek çok konuda partinin tabanını dinlediğini ve anladığını gösteriyor.
Nitekim, DEM Parti Eş Genel Başkanı Sayın Tuncer Bakırhan bu sürece ilişkin yaptığı açıklamada, tüm eleştirilerin yerinde olduğunu, kendilerine güç ve moral kattığını belirtirken, 31 Mart 2024 Yerel Seçimi için “özeleştirimiz pratiğimiz olacaktır,” dedi.
Aday adayı süreci 27 Kasım’da başladı ve 20 Aralık son gün. 20 Aralık’tan sonra halkın adına ön seçim ve “kent uzlaşısıyla” adaylar belirlenecek. Yani adayları sadece parti üyeleri değil, bileşen partilerin üyeleri, parti çalışanları, geçmiş yöneticileri, mahalle meclisi temsilcileri ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin kullanacağı oylar belirleyecek.
Bu karar devrimseldir, demokratiktir ve şeffaflığın göstergesidir.
Kent uzlaşı delegelerinin belirleyeceği adayların, 2014’de Kürt halkının özgücüyle kazandığı 105 belediye sayısından daha çok belediye eş başkanlığı, meclis üyeliği ve il meclis üyeliği kazandıracağına inanıyorum. Bir kez daha “Kendimizi de kentimizi de biz yöneteceğiz!” diyerek; daha az eksi, daha çok artı ile 43 yılık deneyimi birleştirirsek bu seçimi hem bir özeleştiri pratiğine dönüştürüp hem de tekrar daha çok kazanabiliriz. Şimdiden “ön seçim ve kent uzlaşısı“ adımıyla başarılı bir seçim olacağının heyecanı yerelleri sarmış durumda.
Kürt siyaseti 43 yılık mücadelesinin başarısını ve deneyimlerini, gözaltı, tutuklama, sürgün ve kayyım atamalarıyla mücadele ederek kazandı. AKP-Cemaat ve AKP-MHP iktidarlarının ırkçılığa varan söylemlerinin, Kürt siyasetçilerine açtıkları savaşın ve onları itibarsızlaştırmak için yereldeki uzantılarıyla yaydıkları dedikodu ve iftiraların Kürt halkında bıraktığı izleri, etkileri silmek için de bu süreç önemli olacaktır. Kürt halkının politik ve mücadeleci bir halk olduğunu, “Az olsun benim olsun”gibi grupçu, hizipçi anlayışları reddettiğini, yoldaşlık hukukunu, pratiğini, emeğini, samimiyetini esas aldığını unutmayalım.
Bu yerel seçimde ilk defa HDP ve HDK bileşenleri (DEM Parti adıyla) 81 ilde seçime girecekler. Bu gücü ve motivasyonu ile, bugüne kadar hiç kazanmadığı veya seçime girmediği yerellerde sürpriz yapabilir. Pek çok yerelde il genel meclis ve belediye meclis üyeliği kazanacak oy potansiyeline de sahiptir. Bu vesileyle Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’ne, yeni kısaltma ismiyle DEM Parti’ye başarılar diliyoruz.
Birlikte yaşamanın umudu, demokratik cumhuriyetin inşası yerel seçimle başlar. Son yazımın son cümlesinde, “Hep siz yanlış yapacak değilsiniz, bırakın yerel de yanlış yapsın!” demiştim. Ön seçim kararı ile birlikte delegeler olarak yaptığımız eleştirilerin özeleştirisini de biz pratikte, sandıkta vereceğiz. Bu da halkımıza bizim sözümüz olsun!
NOT: Bir sonraki yazım ön seçim değerlendirilmesi