BATMAN-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Batman Eş Başkanı Deniz Topkan  Gazeteci Hamza Özkan’ın sorularını yanıtladı. [caption id="attachment_55246" align="alignnone" width="1600"]

 

 

 

BATMAN-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Batman Eş Başkanı Deniz Topkan  Gazeteci Hamza Özkan’ın sorularını yanıtladı.

[caption id="attachment_55246" align="alignnone" width="1600"] SES Batman Eş Başkanı Deniz Topkan- Gazeteci Hamza Özkan[/caption]

 

- İnsanlığın ulaştığı bu teknoloji ve Modernitede, her şeye çözüm bulunurken bir virüsün dünyayı egemenliği altına almasını ve insanlığı alt üst etmesini nasıl yorumluyorsunuz?  

  -Kapitalist sistemi ve elinde bulundurduğu teknolojiyi ve bunu ne için kullandığı önemli, dünyanın geldiği duruma baktığımızda hiç te iyi niyetli olmadığını görebiliyoruz. 

Virüsün seyrine yönelik böylesi bir dünyada bu tür sorular aklımıza gelmiyor değil. Şunu da biliyoruz ki salgın hastalıklar insanlık tarihinden de eskidir. Türler bu şekilde yok olmuş veya yeni özellikler kazanarak evrimlerini sürdürmüşlerdir. İnsan toplulukları içinde doğal seçimin en kuvvetli etkenlerinden biri enfeksiyon hastalıklarıdır. Sıtma, cüzam, çiçek, ebola ve grip tarihin birçok noktasında büyük felaketlere neden oldu.

Andrew Nikiforuk'un Mahşerin Dördüncü Atlısı bu konuda iyi bir eser. Tabi salgını yok saymamakla birlikte yaratılan ruh hali üzerinden kimin işine yarıyor sorusu epeyce tartışılacak bir husus.

Kapitalizmin tüm finansal yapısınının mahvolacağını söylemekte mümkün. Bu krizden çıkışı sömürüyü şiddetle arttırarak virüsten daha tehlikeli bir süreçte yaşayacağımıza delalet olabilir. 

Şu an yapılan politikalarla toplumda korku iklimini hakim kılmak ve toplumu denetim altına almak. Bugün itibariyle 1 milyon 725 bin vaka ve 105 bin ölüme neden olan hastalığı (virüsü) yok saymadan sokağa çıkma, karantina ve toplumsal korku ile kendilerini var eden devletli yapılara karşı daha net ifadeyle kapitalist moderniteye karşı demokratik modernite ısrar bu dönemin belirleyicisi olacak diye ifade edeyim. 

-Peki hep söylenegelen bu baş döndürücü teknoloji ve bilim insanlık için kullanılamıyor mu?


-Ne zaman kullanıldı ki diye başlayayım. 

Kapitalizm zor süreçler yaşıyor ve buradan çıkışta küresel ölçekte bir korku yaratıyor. Ekran başında sürekli bu korku hali yaşanıyor. Biliyoruz ki bir tarafta ayrıcalıklı sınıflar olduğu gibi bir tarafta da emekçiler, ezilenler ve ötekiler hep oldu. 

Şairin dediği gibi bir tarafımız uzay çağı bir yanımız ham çarık kıl çorap. 

Bir yanımızda yaratılan muazzam teknoloji ve zenginlik bir yanımızda yapılan savaşlar ve yaşatılan sefalet. Dünyada 3 milyar insan ellerini yıkamak için lavabo ve sabun bulamıyor. Dünya nüfusunun %70'i nin herhangi bir sosyal güvencesi yok. Dünya genelinde en az 100 milyon evsiz bulunuyor. Her yıl 10 milyondan fazla çocuk basit hastalık ve açlıktan yaşamını yitiriyor. Tüm dünyada hala emperyal savaşlar devam ediyor. Son 7 yılda savaşlardan dolayı milyonlarca insan yaşamını yitirdi. Halen silaha 2 trilyon dolar ayrılan bir dünyada yaşıyoruz. Bundan dolayı insanlar ilaca, solunum cihazına, yoğun bakım ünitelerine ulaşamıyor. Neoliberal politikalar sağlığı müşteri gözüyle görüp kamusal sağlık harcamalarını masraf olarak görüyor. Sorunuzda olduğu gibi aslında doğayı ve insanı hiçbir zaman öncelemeyen bir yapısı var. Teknolojiyi üretenler bunu dünyamızı yok etme üzerine daha çok kullandığını söylemek daha gerçekçi olacak 

-Peki, evde kalarak, tüketim ve rekabet alışkanlıklarından uzak kalan, çalışma hayatının hızı ve insanı tüketen sınırlılığı dışına çıkan insan kendisi için bir bilince ulaşabilir mi?

-Umarım...

Önceki sorularınızda da ifade ettiğim gibi ekranlara kitlenen toplumsal bir yapı var. Her türlü yönlendirmeye açık hale geliş söz konusu. Dünyada 7.5 milyar insan manipüle ediliyor. 

Eve kapanma, ohal ilanı, karantina, ile korku tüneline giren toplumlar söz konusu. Emekçilerin birbirini duymadığı, komşuluk ilişkilerinin zayıfladığı, yalnızlaşarak dayanışma duygularının azaldığını görebiliyoruz. Bu halin öncesini değerlendirdiğimizde ekonomik krize, baskı ve zorbalığa karşı kitlesel gösteriler. Eşitlik ve özgürlük şarkıları yükseliyordu. Sorunuzdaki gibi bir inzivaya çekilme, kapitalizmin çarklarından kurtulma, tüketim ve rekabeti azaltma gibi bilinçli bir tercih söz konusu değil. Bir sosyal varlık olarak insana yabancılaşmayı getirir ki bu durumdan mutlaka çıkılmalı. Bu süreçte en belirleyici güç, sosyal dayanışmayı arttırmak. İşten çıkarmalar, esnek kuralsız çalıştırmalar, patronları önceleyen yasak düzenleme ve ekonomik paketler karşısında yarına daha ümitle bakacağımız bir bilince ulaşmamıza vesile olur. 

 

[caption id="attachment_55247" align="alignnone" width="1600"] SES Batman Eş Başkanı Deniz Topkan- Gazeteci Hamza Özkan[/caption]

 

- Batman il ve ilçelerinde veka sayısı kaç kişidir, yeterince test yapılıyor mu, SES olarak önerileriniz oldu mu, sağlık müdürlüğüne ve halka, olduysa ne tür öneriniz oldu? 

-Üstteki sorulardan sonra buna cevap vermek biraz zor olacak :)) 

Batman'da şuan 80'nin üzerinde şüpheli vaka mevcut. Testler hala Diyarbakır'a gidiyor. Sonucu pozitif olarak gelenler 50. İlk Türkiye'de vaka açıklaması ile birlikte bizde hem yerelde hem de merkezi düzeyde bu yönlü çalışmalar içine dahil olduk. Yerellerde sağlık müdürlüğü, halk sağlık müdürlüğü ve kurum başhekimleriyle görüşmeler yaptık. Önerilerimizi eksik gördüğümüz hususları ilgili yerlere sunmaya devam ediyoruz. Basın açıklamaları ile taleplerimizi görünür kılmaya çalışıyoruz. Halka yönelik covid-19 dan korunma içerikli Kürtçe ve Türkçe el bildirileri hazırladık ve dağıtımını yaptık. Yaşayacakları sorunlara yönelik irtibat amaçlı farklı kurumlarla birlikte kriz masası oluşturduk. Bu dönemde sosyal dayanışma ve birbirimizi gören ve sahiplenen bir duyguyu açığa çıkarmak için halen çalışmalarımız sürüyor.. 

-SES olarak Türkiye genelinde, özellikle bu Coronavirus döneminde ve öncesinde sağlık alanda başarılarla övünmektesiniz halkın nezdinde. Sizce SES Sendikasının başarı sırrı nedir?

-SES'e böyle baktığınız için teşekkür ediyorum. Çok büyük başarı demeyelim SES'in sendikal anlayışı ve birikimleri diyebiliriz. Dinamik bir yapı, salt ücret sendikacılığı yapmıyoruz, aynı zamanda toplumun içindeyiz. Demokratik toplumcu bir sendika mücadelemiz sürüyor. İnsanı, ekolojiyi önemsiyoruz. Şuna inanıyorum para varolmayan şeyi satın alamaz. Bunun için önceliklerimiz hep farklı olmuştur. Bunları bilince çıkarmada sendikamız içindeki farklı görüşler tartışma ve önerileriyle her birimize güç katmaktadır. Ata Soyen sağlık politika okulunun öğrencileri tartışma ve ön açıcı bilgi paylaşımlarıyla bilinç dünyamıza çok büyük zenginlik katmıştır. Bunları alana taşımak ve mücadelesini umutla sürdürüyoruz . Tabi ki yitirdiklerimize verdiğimiz sözlerin de  bu mücadeledeki etkisi büyüktür. 

- Yaşanan bu yok oluş ve çöküş krizinde geleceğe nasıl bakıyorsunuz, bu ölümlerden sonra dünya yeniden mi şekillenecek, geleceğe dair düşünceleriniz nelerdir?

-İnsanı ve doğayı koruyamayan kapitalizmin çöküşü olarak görmek bana daha yakın...

Bu korku tünelinden şantajlarla, yok sayılan geleceğimizden, patronlar (azınlık) sınıfı önceleyen kapitalist moderniteye karşı, emekçilerin, ezilenlerin, yok sayılanların, birleştiği dayanıştığı ve yeni bir dünya mümkün dediği yerdeyim.

-Ekolojik düşünmek

-Doğru bir toplumsallık

-Herkesin ihtiyacını karşılayacak ekonomik örgütlenmeler

-Ulusal sınırları aşan bu evren içinde hep birlikte varız ve insanlıkta bunun içinde demokratik bir düzen içinde olmalı

-Ulus devletlerinin eril aklına mesafe koyarak

Her türden dayanışma ile bu süreç atlatılacak ve umutlarımızdaki dünyayı hep birlikte yaşayacağız. Umut hep daha güzele her zaman vardır.

 

[caption id="attachment_55248" align="alignnone" width="1600"] SES Batman Eş Başkanı Deniz Topkan- Gazeteci Hamza Özkan[/caption]

 

Ötekilerin gündemi olarak teşekkür ederiz.

Toplumun üzerinde en büyük korkuları ne yazık ki basın eliyle oluşturuyorlar. Bunun dışına çıkarak fark yaratan ötekilerin gündemine yayın hayatında başarılar diliyorum. Umudu hep birlikte daha güçlü kılacağımıza olan inançla bu güzel sohbetten dolayı şahsım ve sendikam adına ben sizlere teşekkür ederim.