Emeği ve pratiği olmayanları parti ve kurumlara yönetici yapmaktan, hep aynı kişileri ön plana çıkarmaktan, ne çalışmalarda ne de seçimlerde emeği olmayan kişileri “yeni yüzler” diyerek Kürt halkının karşısına çıkarmaktan vazgeçilmelidir.
14 Mayıs 2023 seçiminde kazanan olmadı, kaybeden ittifak politikaları oldu demiştik. İttifak partilerinin tabanları politikalara onay vermedi, bir çok seçmen de seçimi boykot etti diye eklemiştik.
Bugünkü yazım Emek ve Özgürlük İttifakı ile 'Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı' üzerine. Bir sonraki yazım ise İttifak, denge, 'yeni yüzler' aday politikası ve mücadelenin, emekleri görünmeyen emekçileri üzerine.
Yurtsever, ilkeli, kararlı, emekçi ve fedakar Kürt halkı HEP’le TBMM’de siyasete başladı. DEP’le Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Ahmet Türk, Selim Sadak ve Sırrı Sakık, gözaltılar ve tutuklamalar altında mücadele ettiler. Sürgünde ise Kürt Parlamantosu; Remzi Kartal, Yaşar Kaya, Zübeyir Aydar, Yusuf Serhat Bucak, Haydar Işık, Nizamettin Toğuç ,Ali Haydar Aslıyüce, Mahmut Kılınç, Şengül Özbek, İlknur Şen, Mehmet Sıraç Bilgin, İsmail Özden, Ali Haydar Celasun, Ekrem Berkpınar, Ali Matur, Nejdet Buldan, Mehmet Ali Yiğit, Mehmet Taşkala, Celal Özkan, Abdurrahman Çadırcı, Aziz Doğan, Yaşar Ertaş, Elif Alataş, Ahmet Turhallı, Ökkeş Kolusarı, Şemsettin Aktaş, Mesut Uysal, Yaşar Kaya ve Şerafettin Kaya Türkiye ve dünya gündemindeydi. Kürt siyaseti HEP’le başladı, DEP’le Batman’da Mehmet Sincar’ın katledilmesiyle, gözaltı, tutuklama, sürgün ve parti kapatmalarla devam etti. Kürtler partilerinin kapatılmasına rağmen ısrarlarıyla genel ve yerel seçimlerden yol alarak zaferle çıktılar. Kürt sorunu başta olmak üzere, yerelden yönetim, “kendimizi de kentimizi de biz yöneteceğiz” şiarlarıyla her seçimde vekil sayılarını artırdılar ve kadınları da yerel seçimlerde belediyelerin kadın kotasından eş başkanlığa taşıdılar. Büyük fedakarlıklar ile, bedeller ödeyerek ve emek vererek 30 Mart 2014’de BDP belediye sayısını 105’e çıkardı. 7 Haziran 2015’deki milletvekili seçimlerinde ise içinde en kitlesel parti olarak BDP’nin yeraldığı çatı partisi HDP ile milletvekili sayısı 80’e çıkarıldı.
Kürt halkının kurduğu partiler daha çok kendi dinamikleriyle başarısını yükseltirken sonraki ittifak süreçlerinde yeterince başarılı olunamadığını, Kürt siyasetinin HDP çatısı altında da yalnız bırakıldığını görüyoruz: 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde 105 belediye 65’e düştü. 7 Haziran baz alınırsa 80 milletvekili sayısı da son seçimlerde 61’e düştü.
Kürt siyasetinin stratejik olarak kurduğu ittifaklar ve destek politikaları tabanın bir kısmı tarafından seçimlerde boykot edilirken diğer bir kısmı ise gönülsüz de olsa mücadeleye devam diyerek geçmiş emekleri ve ödenen bedelleri düşünerek oy kullandılar. Halk seçilmişlerin çoğunu kendi iradesinin temsilcisi olarak görmedi, sadece destek olduğu partisinin seçilmiş vekili olarak kabul ettiler. Kürtler Türkiye soluna ve Kürdistanî İttifak’a temkinli yaklaştı ve uyarılarını yaptılar. Nitekim haklı da çıktılar. İttifak ile seçime girmenin ve 6’lı masanın ortak cumhurbaşkanı adayına destek vermenin doğrusu ve yanlışı bir yana, Kürtlerin yerellerdeki ve genel olarak ittifaklara olan desteği ve verdiği emek ittifak bileşenlerinden fazlaydı. HDK-HDP bileşenleri, TÖP, SMF, EHP, TİP ve EMEP ile kurulan Emek ve Özgürlük İttifakı ile Kürt partileri ile kurulan 'Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı' adaylarının kendilerini ve kurumlarını çalışmalara katmadıklarını; bazılarının sadece sosyal medyada siyaset yaptıklarını; bazılarının da sokak sokak, ev ev pratik çalışmalara katılması gerekirken eğlence merkezlerinde zaman geçirdiklerini gördük. Kürtlere teori hocalığı yapmaya çalışanlara ne demeli? Kürtlerin teorik birikimi, siyasi pratikleri ve stratejileri kendilerine de Türkiye soluna da fazlasıyla yeterliydi. TİP için ise ayrı bir yazı yazmak gerek ama biz Gültan Kışanak’ın uyarısını hatırlatalım; “Maalesef tarih keşkelerle yazılmıyor.”
Adaylar belirlenirken sol partilerin hepsine, tüm kimlik ve inanç gruplarına birer vekil kontenjanı vermek yine eleştiri konusu oldu. Bunun yanında Kürdistanî İttifak’a 2 Sol partilerede 4 vekil kontenjanı ayrılsaydı bu kadar sıkıntı olmayabilirdi.
Kürtler siyaseti sosyal medyada değil, alanlarda, sokaklarda, ev ev temaslarla ördüler, örüyorlar. Adayların geçmiş pratiğine bakılırken mücadeleye olan inancı yanında en az 5 yıl bu emek içinde yer alıp almadığına da bakılmalı. Aday adayı belirleme süreçleri, halkın iradesini yansıtacak ve parti içi demokrasiyi işletecek şekilde yeniden düzenlenmeli. 9 Ay sonra önümüzde bir yerel seçim var. Belediye eş başkanları, Belediye meclis üyeleri ve il genel meclis üyeleri adayları için en az 2 ay önce başvurular alınıp il, ilçe ve belde parti örgütleri özgünlüğüne göre belirlenen bir tarihte aday adaylarının isimleri kamuoyuna açıklanmalı. Sonrasında parti üyelerinin katılacağı bir oylama ile sadece en çok oyu alan yeterli sayıda aday adayı ilk 2'yi kazananlar merkezi komisyona iletilmeli. Her bileşenden ve kurumdan, seçim deneyimi olan kişilerin katılımıyla ve en az 25 kişiden oluşan bir merkezi komisyon, halkın desteğini almış adaylardan en iyi listelerin oluşmasını sağlayacaktır. Nitekim bu yöntem bağımsız adaylarla seçimlere girildiği süreçlerde denendi ve başarılı oldu.
İttifak bileşenlerinin kazanma şansının olmadığı yerellerde kazanacak bileşene yer açması, sadece gücüne güvendiği yerlerde göstereceği adayların da sorumluluk bilinciyle ve kazanma azmiyle mücadeleci bir seçim çalışması yürütmesi herkesin kazanması için yeterli olacaktır.
DTK-HDK-HDP ve YSP seçim sonrası yapılan toplantı sonrasında yaptıkları açıklamada eksiklerinin olduğunu kabul ettiler ve bunları düzeltmek için söz verdiler. HDP Eş Genel Başkanları Buldan ve Sancar’ın Medyahaber’e verdikleri röportajda yaptıkları özeleştiri yeterli olmasa da konferans ve toplantılarla her yönüyle tartışmanın, eleştiri, özeleştiri ve önerilerle gelişmenin Kürt siyaseti açısında bir nefes olacağı inancındayız. Kürt siyasetçileri, ittifak bileşenleri, kurumlar ve basın yeni döneme özeleştirilerini yapmış olarak girmeli; her durumda emek eksenli hareket edilmelidir. Emeği ve pratiği olmayanları parti ve kurumlara yönetici yapmaktan, hep aynı kişileri ön plana çıkarmaktan, ne çalışmalarda ne de seçimlerde emeği olmayan kişileri “yeni yüzler” diyerek Kürt halkının karşısına çıkarmaktan vazgeçilmelidir.
Kürt siyaseti 2019 Yerel Seçimleri’nde neden kaybettiğinin, 2023 Genel Seçimleri’nde de neden başaramadığının özeleştirisini vermiş ise, 2024 Yerel Seçimleri özeleştiri pratiğinin seçimi olacaktır.
Hamza Özkan